ziyaretci sayacı


Aktif :
Bugün :
Toplam :
Anasayfa
Zaman Birlik Zamanı

Bismillahirrahmanirrahim...

Pek aziz ve muhterem kardeşlerim, 
Sözlerime başlamadan önce tüm kardeşlerimizin Ramazan-ı şerifinizi tebrik ediyorum.

Sevgili kardeşlerim;
Rabbimize ne kadar şükür etsek, hamd etsek azdır. Zira bizleri iki büyük nimetle şereflendirmiş; Birincisi, yüce dinimiz İslam, diğeri ise, âlemleri hatırına halk ettiği Sultanı Kibriya'mız Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimizin ümmeti olmakla. Bizler, bu iki nimetin şükrünü eda etmek için ömrümüz boyunca şükretsek yine karşılığını ödemiş olmayız.

Şöyle ki;

 

Bize lütfedilen bu büyük nimet olan İslam’ın temeli sevgi, kardeşlik, birlik, ülfet ve paylaşma esasıdır. Yüce Kitabımız, bizlere her daim birlik ve beraberliğimizi korumamızı emretmektedir. Hazreti Peygamber (s.a.v.) Efendimiz ise hadisi şeriflerinde bu konu üzerinde önemle durmuş ve ümmetin birliğini, kardeşliğini ve ülfetini bozacak her türlü hareketi ve davranışı yasaklamış, fitneden, ayrımcılıktan ve bozgunculuktan kaçınmamızı bize emretmiştir.

Bizler, Müslümanlar olarak yüce Kitabımız Kuran’ın ve sevgili Peygamberimizin emrine uyduğumuz takdirde her daim birliğimizi,  beraberliğimizi, kardeşliğimizi koruyacağımızı ve huzur içerisinde yaşayıp Allah'ı cc. razı edeceğimizi bilmeliyiz.

Sevgili kardeşlerim;
Yüce dinimiz İslam, Müslümanların arasındaki birliğin ve kardeşliğin korunmasını, birlik ve beraberlik kardeşlik ruhunun her daim canlı ve taze tutulmasını, kardeşler, cemiyetler, gruplar arasında ki anlaşmazlıkların ve sorunların Kuran ve Sünnet ışığında çözülmesini istemektedir. Zira yüce Allah (c.c.) bizleri kardeş ilan etmiştir. Bu ilan neticesi gereğince İslam şemsiyesi altında bulunan her grup, her cemiyet kısacası bütün Müslümanlar birbirleri ile çok iyi geçinmeli, dostça ve kardeşçe yaşamak zorundadır.

Âlemlerin Rabbi olan yüce Mevla’mız Hucurât suresinde bu hakikati şu şekilde dile getiriyor;

Gerçekten bütün müminler kardeştir. Öyleyse  (aralarında bir anlaşmazlık çıktığı vakit)  kardeşlerinizin arasını bulup barıştırınız. [1]

Görüldüğü gibi Rabbimiz, müminlerin aralarında ki sıkıntıları nasıl çözmemiz gerektiğini bize bu ayeti ile anlatmaktadır.

İslam tarihinde bunun örnekleri sayılamayacak kadar çoktur. Bu minvalde, Sultanımız Seyyid Abdulkadir Geylani (k.s.) hazretlerinin hayatından bir hatırayı anlatayım;

Sultanımız Seyyid Abdulkadir Geylani (k.s.) Hazretlerinin Bağdat'ta ilim tahsil ettiği gençlik yıllarıdır. O yıllarda Bağdat’taki alimler ve cemaatler arasında öyle bir fitne vardır ki, hiçbir konuda birlik ve beraberlik sağlanamıyor. Hatta öyle ki birbirlerine sürekli ağır hakaretler ediyorlar, hiçbir alim diğer alimle konuşmuyor. Onların bu halleri Hazreti Gavs'ul Azamımızı çok üzüyor. Genç yaşına rağmen, bütün alimlerin tek tek makamlarında ziyaret eder ve onlara dinimizin kardeşlik, birlik ve beraberlik dini olduğunu, aralarında ki sıkıntının İslam’a zarar verdiğini, Hazreti Allah’ı ve Hazreti Resulullah’ı çok üzdüğünü söyler ve onlardan sulh olmalarını ister. Bu ziyaretleri aylarca devam ettirir. Neticede bir gün bütün alimleri Bağdat’taki  şeyhi Ebu Sait el Manzum (k.s.)’ının dergahında toplar  ve çıkar hutbeye. Onlara bir konuşma yapar. Konuşmanın bitiminde ise bütün alimler ağlayarak bir birlerini kucaklarlar ve barışırlar. Hazreti Pirimize (k.s.) hitaben, “Ey Abdulkadir, biz senin nesli pakine kurban olalım. Allah senden razı olsun. Biz Bağdatlı alimler olarak aramızda kin ve adavet içerisindeydik, ama sen bizlerin arasını buldun. Bize yeniden ikinci bir asrı saadet dönemi yaşattın” derler[2]

Kardeşlerim, bizler de Hazreti Gavsı Geylani'nin evlatlarıyız. Her konuda çok dikkatli ve çok hassas olmalıyız. Hele ümmetin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini ilgilendiren konularda. Hazreti Pirimiz gibi hassas olmalıyız. Cemaatler arasında ki ilişkilerimizde, onlarla ilgili söylemlerimizde ve sözlerimizi çok daha seçerek söylemeliyiz. Sözlerimiz asla bir yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermesin. Bizlerin, yani ehli irfanın misyonu ayırmak değil, birleştirmektir. Kin ve adavet değil, sevgidir, muhabbettir. Kimseyi incitmek değil, sarmak sarılmak, kucaklamak ve sevmektir. Zira bu düsturu bize Hazreti Peygamber (s.a.v.) birçok hadis-i şerifinde bildirmiştir;

“Mümin uysaldır, kendisi ile ünsiyet edilir. Hoş geçinmeyen ve kendisi ile hoş geçinilemeyen kimsede hayır yoktur. [3]

Bir başka hadisinde ise;

“Bütün müminler birbirlerine karşı acıyıp bağışlamada, sevgi ve saygıda, iyilik ve yardımlaşmada bir vücut gibidir. Vücudun bir uzvu hastalandığında, diğer azalar bir birlerini hasta azanın acısına çağırırlar”.[4]

Sevgili kardeşlerim; ehli irfan olarak bu hadisleri kendimize prensip edinmeli ve asla bu kuralı çiğnememeliyiz. Kendimiz için sevdiklerimizi, diğer mümin kardeşlerimiz içinde sevmeliyiz. Kendimiz için istemediğimiz bir şeyi, mümin kardeşlerimiz için de istememeliyiz. Kendi namusumuz, izzetimiz ve şerefimiz ne ise, mümin kardeşimizinki de aynı olmalıdır. Kendi malımızı ve canımızı nasıl koruyor isek, mümin kardeşimizinkini de öyle korumalı ve kollamalıyız. Eğer bu düsturlara uymaz isek, o vakit başımızdan bela, fitne ve musibet eksik olmayacaktır.

Yüce Allah cc. bu tehlikeyi bize şu şekilde haber veriyor;

“Allah’a ve Resulüne itaat ediniz. Bir birinizle çekişmeyiniz. Sonra korku ile zaafa düşersiniz, kuvvetiniz gider. Birde sabrediniz. Allah sabredenlerle beraberdir. [5]

İşte sevgili kardeşlerim;
Zaman birlik zamanıdır. Birbirimizi sevme zamanıdır. Her zamankinden daha çok birbirimize kenetlenme zamanıdır. Birbirimizin güzelliklerini görüp, çirkinliklerimiz içinse, Allah’a iltica etme zamanıdır. Safları sıklaştırma zamanıdır. Farklılıklarımızı zenginlik sayıp, ortak değerler etrafında birleşme zamanıdır. Tespihimizin dağılan tanelerini bir araya getirme, yeniden cem olma zamanıdır. Zira ümmetin başına gelenlerden ibret alma zamanıdır. Suriye ye bir bakalım. Irak’a bir bakalım. Mısır’a bir bakalım.  Afganistan’a bir bakalım. Zulüm gören diğer İslam ülkelerine bir bakalım. Müslümanlar olarak başımızda ki bu belaların sebebini ferasetli davranarak anlamamız lazımdır.

Milli şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy ne söylemiş;

“Girmeden tefrika bir millete düşman giremez,
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.”

İşte kardeşlerim, zaman, yüreklerin, kalplerin ve gönüllerin toplu vurma zamanıdır. Eğer kalpler toplu vurursa, hiçbir güç kuvvet bir Müslüman’ın karşısında asla duramaz.

Sevgili kardeşlerim,
Burada sohbetime son verirken, Rabbimizin şu sözünü her daim hatırda canlı tutmamız gerektiğini hatırlatır ve bu düstur üzere ümmetin birleşmesine kardeşlik duygularımızın pekişmesine yeniden asrı saadetin yaşanmasına vesile olmasını yüce Rabbimden dua ve niyaz ederim.

Hepiniz toptan Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah kalplerinizi ısındırıp birleştirmişti. İşte Allah’ın bu nimeti sayesinde kardeş olmuştunuz.”[6]

Selam ve dua ile..

Hizmetkâr 18.07.2013

Dipnotlar

[1] Hucurât süresi /49/10.  Bkz Geylani tefsiri, Seyyid Abdulkadir Geylani (k.s.)
[2] Nehrul Kadiriye, DR  şeyh Seyyid Muhammed  Fadıl Geylani 
[3] Ahmet bin Hambel, imamı taberani .
[4] Müslim, ahmed bin Hambel.
[5] Enfal süresi/8/46. Bkz; Geylani tefsiri, Seyyid Abdulkadir Geylani (k.s.)
[6] Ali İmran 3/103. Bkz; Geylani tefsiri, Seyyid Abdulkadir Geylani (k.s.)

 

 

Seyyid Muhammed Karamani ks Kimdir?
Hava Durumu
Ziyaretçilerimizden Gelen Mesajlar
Kayıtlı Video Bulunmamaktadır.
tarih
Hakkımızda

Hakkımızda
Misyon
Vizyon
İletişim

Telefon : 05446885258

Adres : İmaret Mah. 154. Sokak 7/1 Merkez KARAMAN
© Copyright 2012 Her Hakkı Saklıdır
Proteks Bilisim Teknolojileri
Aktif :
Bugün :
Toplam :