Seyyid Muhammed Karamani Efendi ks

Hayatı

Üstadımız 1974 yılında Karaman Merkez'de tevellüt etmiştir. Babası, Büyük alim ve fazıl Seyyid şeyh Hacı Recep el hüseyninin torunu, Seyyid İsa Efendidir, Annesi Büyük Alim, Fadıl ve Mutasavvuf Hacı Eyüp Efendinin torunu, Heybet Hatundur.

Üstadımız soy olarak Hz. Peygamber s.a.v.'in torunu, seyyiddir. Şeceresi Seyyid Abdülkadir Geylani k.s. ‘nin oğlu Seyyid İsa k.s.'nin neslinden gelmektedir. Ustadımızın dedesi, Osmanlı Padişahının ehli beyte olan muhabbetlerinden dolayı, Suriye Halep'ten Türkiye'ye yerleştirdiği, Alim, Mürşidi Kamil ve Mutasavvuf Es seyyid EşŞeyh Muhammed El-Hüseyni k.s.'nin torunudur. Üstadımız, ilk dini eğitimini babasının amcası olan ve çocukluğunu yanında geçirdiği, Seyyid Ömer Efendiden almıştır. İlk öğretimini merkeze bağlı Madenşehri Köyü'nde, orta ve lise öğrenimini Merkez İmam Hatip Lisesinde tamamlamıştır.

Üstadımızın tasavvufa ilk vâsıl oluşu; 1986 yılında Aksaray'da ikamet eden Seyyid Huseyin Avni ks. Hazretlerine tâbi olmasıyla başlamıştır. Şeyhinin himayesinde Geylani Hizmet Vakfında ve Dergahlarında Gençlik Meclisi Başkanlığı ve Vekillik gibi çeşitli kademelerde hizmet etmiştir. Bu yoldaki Seyri sülûku 1999 yılına kadar devam etmiştir. 1999 yılında manevî bir işaret ve emirle Hz. Peygamber sav. 'Evladım bundan sonra benim emrimde çalışacaksın.' buyurmuştur. Bu emir üzerine, Şeyhi Seyyid Huseyin Avni ks. Hazretlerinin yanından ayrılarak şahsi irşat çalışmalarına başlamıştır.

Sultanımız, 23. Yılına ulaşan 'Büyük İslam Alimi Ve Mutasavvuf Gavsul Azam Seyyid Abdülkadir Geylani Hazretlerini Anma Törenleri ' başlıklı uluslararası organizasyonu ilk olarak 1990 yılında Karaman'a 15 km uzaklıktaki bir bahçede başlatmıştır. Yıldan yıla genişleyerek Türkiye'nin çeşitli illerinde kullanmaya başlanan Anma Törenleri, 23. yılına gelindiğinde onlarca alim ve binlerce kişinin katıldığı,  salonların,  meydanların almadığı bir tören haline gelmiştir. Bu büyük hizmetin mimarı olan Sultanımız, her yıl hız kesmeden daha farklı çalışmalara imza atmaya devam etmektedir.

Bir müddet sonra Türkiye'nin çeşitli illerinde teşkilatlar kurmaya başlayan Üstadımız, il il gezerek ilim ve irşada devam etmiştir. İlk olarak 2004 yılında yurt dışına çıkan Sultanımız Hollanda, Almanya, Fransa, Belçika ve Danimarka'dan Karaman'a Gönül Köprüleri kurmuştur.

Sultanımız, 2011 yılının Temmuz ayında Karaman İlim İrfan Merkezi Derneği'ni kurarak hizmetlerine bir yenisini eklenmiştir. Hizmetlerine ara vermeden devam eden Sultanımız, 2012 yılında Karaman'a gelen Seyyid Abdülkadir Geylani k.s Hazretlerinin 26. Kuşaktan torunu olan Seyyid Şerif Prof. Dr. Muhammed Fadil Geylani Hz. ile tanışmıştır. Seyyid Şerif Prof. Dr. Muhammed Fadil Geylani Hz. Dedesi Seyyid Abdülkadir Geylani k.s Hazretlerinden aldığı manevi bir emir ile 2012 yılı Ramazan-ı Şerif ayının Kadir Gecesi günü İstanbul'da düzenlenen bir törenle, şahitler huzurunda Kadiri Tarikatinin hilafet hirkasini giyerek Mürşitlik icazetini ve kadiri yolunun silsilesini almıştır.

Üstadımız Türk Tasavvuf Mûsikisine olan hayranlığı ve Dâvûdi bir ses yapısıyla, profesyonel anlamda hazırlanan 12 adet ilahi albümünü hizmete sunmuştur. Eserleri, defalarca ödül almıştır. Kendisine ait yüzlerce şiirleri ve divanı vardir.

Halen ilmî çalışmalarına devam eden Sultanımız, halkla irtibatını İrfan Meclisi ve KİMDER kuruluşlarıyla, genel merkez kütüphanesinde sağlamaktadır. Sultanımız evli ve dört çocuk babasıdır. “Rızkın onda dokuzu ticarettedir.” hadis-i şerifini hayatına düstur edinen Şeyhimiz Muhammed Karamani hazretleri, geçimini ilk dönem sufileri gibi ticaretle sağlamaktadır. Talebelerinin de birçoğu kendisi gibi ticaret erbabı olan Sultanımız, tembelliği ve başkalarına el açmayı tasvib etmemektedir ve talebelerine de bunu emretmektedir. Başkalarının sırtından geçinmek kesinlikle Şeyhimizin kaçındığı bir husustur.

Muhterem Dedeleri olan Muhammed Mustafa Aleyhisselamın yolunu takip eden Sultanımız, kolay kolay kızmayan, kızınca da şeriate ters hususlara kızdığına bizzat ve defaatle şahit olmaktayız. Hayır yapmayı, insanlara faydalı olmayı ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyi hayatının bir parçası haline getirmiştir. O’na göre bir yoksula yardım etmek, bir insanın hidayetine vesile olmak, kendisinin şahsi bütün işlerinden önce gelir. Defalarca bir talebesinin hidayeti için işini gücünü bırakıp, yurt dışına gitmesi bunun en büyük örneğidir.

Üstadımızın bir başka en belirgin ahlakıysa, hep güler yüz ve tatlı söz üzere olmasıdır. Etkileyici hitabeti ve samimi üslubuyla karşısındakinin gönlünün hemen fethedebilir. Bu da Allah Rasulünün bir başka sünnetidir. Şeyhimizin en çok bilinen özelliğiyse Dedeleri Gavsul Azam Abdulkadir Geylani (Ks.)’nin de üstünde önemle durduğu ilim öğrenme meselesidir. İlim öğrenmeyi, yemekten, içmekten, uyumaktan, kısacası her şeyden üstün tutmaktadır. Bu minval üzere gecesini gündüzüne katarak, medrese kurma faaliyetlerinde hızla ilerlemektedir..