Bismillahirrahmanirrahim
Rahman ve rahim olan Allahın adıyla.
Muhterem kardeşlerim, bizleri bu güzel mecliste toplayan yüce rabbimize sonsuz hamd, O’nun habibi Efendiler Efendisine (s.a.v.) sonsuz salât, O’nun temiz ehli beytine, ashabına, ahbabına, bu nurlu davaya gönül veren tüm Allah dostlarına selam olsun.
Sevgili kardeşlerim, bu haftaki sohbetimizde yine Efendimiz (s.a.v.) den hayat düsturları öğreneceğiz. Yüce mevlamız bizleri öğrendiklerini amelle taçlandıran ve Rabbini razı eden kullarından eylesin. Âmin.
Mugire bin Şübe (r.a.)dan naklen, Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor;
‘Peygamber Efendimiz (s.a.v.), ayakları çatlayıncaya kadar geceleyin namaz için ayakta (kıyamda) dururdu.’
Kendisine denildi ki; ya Resûlullah (s.a.v.) Allah cc senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlamıştır, o halde neden böyle kendini zorluyorsun?
Allah resulü (s.a.v.) şu cevabı verdi;
Peki, ben (bu bağışlanmaya karşılık ) Allah’a cc şükreden bir kul olmayı istemeyeyim mi?’ (İmamı Buhari(ra.)
Sevgili kardeşlerim, bu hadisi şerifimizde Efendimiz (s.a.v.) bize yaşantısından bir örnekle bunca nimetleri bize lütfeden yüce mevlamıza şükretmeyi, hamd etmeyi tavsiye buyurmaktadır. Zira birisi bizim bir hacetimizi görse, bir sıkıntımızı giderse, ona ne yaparız, teşekkür ederiz değil mi? Peki bizleri yoktan var eden ve bunca nimetleriyle bize ikramda bulunan bize hayat bahşeden yüce mevlamıza şükretmeyi niçin unuturuz? Evet asıl teşekküre layık olan halık-ı Zülcelal’imizdir. Şimdi insanların çoğu hayatından şikâyetçi, kazancının bereketsiz olduğundan şikâyetçi bunun ana sebebi rabbimizin bize bunca ikramına karşın şükretmeyişimizdir. Nimetlere karşın nankörlük edişimizdir. Nimetlere şükretmek kazancımızı bereketlendirir, maddi ve manevi sıkıntılarımızı gideridir. Onun için sevgili kardeşlerim, gelin rabbimize olan şükrümüzü yerine getirelim. Zira sevgili Peygamberimiz de bizden böyle yapmamızı istemektedir.
Yüce mevlamız cümlemizi şükredenlerden eylesin .. Selam ve dua ile…
Hizmetkâr – 15.05.2012
