Bismillahirrahmanirrahim
Allah cc.’ın selamı hidayete tabi olanların üzerine olsun.
Kıymetli kardeşlerim, bizleri bu güzel mecliste toplayan yüce rabbimize sonsuz hamd, O’nun Habibi Efendiler Efendisine(s.a.v.) sonsuz salât, O’nun temiz ehli beytine, ashabına, ahbabına, bu nurlu davaya gönül veren, tüm Allah cc. dostlarına selam olsun. Sevgili kardeşlerim, bu haftaki sohbetimizde yine Efendimiz (s.a.v.) den hayat düsturları öğreneceğiz. Yüce mevlamız bizleri öğrendiklerini amelle taçlandıran ve Rabbini razı eden kullarından eylesin. Âmin.
Enes bin malik (r.a.) naklettiği bir hadisi şerifte Efendiler Efendisi Allah cc. Resulü (s.a.v.) şöyle buyuruyor;
“Allah cc. ‘ın yardımı, kulun sabrı ile beraberdir. Derdin ferahlayıp açılması da musibetle beraberdir. Muhakkak ki her güçlükle beraber bir kolaylık vardır.”(Ebu Nuaym; Hatip ibni Neccar)
Sevgili kardeşlerim, bizler bu âleme imtihan için gelmişiz. Rabbimiz Teâlâ hazretleri, bizleri çeşitli imtihanlara tabi tutmuştur. Başımıza gelen her hangi bir sıkıntıda isyan etmek veya şikâyetçi olmak yerine sabretmeyi kendimize bir düstur olarak kabul etmeliyiz. Başımıza gelen felakete sabreder isek, yüce mevlamızın yardımının bizimle olacağını sultanı kibriyamız bize bu hadisi şerifimizde haber vermektedir. Zira, sure-i Asr ‘da Allah cc. sabredenlerle beraberdir, buyuruyor.
Bu sebeple, bu fani âlemde çeşitli imtihanlar başımıza gelecektir, çeşitli sıkıntılar elem ve kederler olacaktır. Bunlara sabırla, sadakatle, samimiyetle karşılık vermeliyiz ki, Rabbimizin rızasına hak kazanabilelim.
Hazreti Mevlana’nın şu güzel sözü, niçin sabredilmesi gerektiğini özetliyor;
Hamdım, piştim, yandım.
İşte yanmak için imtihanlara sabır gerekir, Allah cc. peygamberlerini nasıl imtihan etmiş, Kuranı kerimde bizlere uzun uzun anlatmaktadır. Hazreti Âdem'i, Hazreti Yunus'u, Hazreti İsmail'i, Hazreti İbrahim’i, Hazreti Eyyup’u, Hazreti Yakup’u, Hazreti Yusuf’u ve Hazreti Muhammed’i(sav) ve daha nice peygaberizamı, nice sahabeyi, nice evliyayı, nice âlimi ve ulamayı imtihan etmiştir. Onlar bu imtihanlara sabretmişler ve Rabbimizin rızasına ermişlerdir. Bizler de irfan meclisi olarak, şahsi ve meclis olarak çeşitli imtihanlara tabi olacağımız mutlaktır. Biz de sabredip bizden sonraki nesillerin daha güzel bir İslam yaşamasını sağlamaya çalışacağız.
Bazı kardeşlerimizin hizmette bıkkınlık ve yorgunluk duyduğunu sanki acizlenir gibi olduklarını manevi olarak hissetmekteyiz ve bu duruma çok müteessir olmaktayız. Kardeşlerim bu dava öyle basit bir davamıdır ki acizleniyoruz, bu dava basit bir davamıdır ki, uykumuzu bu davaya değişmiyoruz. Ben bu işe bakıyorum, başka işe bakmam diyoruz. Benden başka adam mı yok ki, diyoruz, of puf ediyoruz. Yazık değil mi size, hem böyle yapacaksınız hem de Allah cc. tan yardım isteyeceksiniz. Efendimizden şefaat arzusundasınız.
Abdulkadir Geylani hazretlerinden himmet beklemektesiniz, kusura bakmayın böyle yaparsanız, bunların hiçbirini elde edemezsiniz. Allah cc. resulü böyle mi hizmet etmiş, sahabe Efendilerimiz, bizim gibi mi yapmış, iç oflayıp püflemişler mi? Allah cc. dostları Medine’den Buhara ya tüm dünyayı karış karış dolaşmış, hakkın davasını anlatmışlar. Biz ne yapıyoruz ki, onların bu gayretleri karşısında bizimkisi zerre bile değil, bizler çok ince hesap derdindeyiz ve çok yanılıyoruz. Sohbete gelirken arabamızın yaktığı benzinin hesabını yapıyoruz. Sizi nur kardeşi olarak görmüş kilometrelerce yolları aşıp bizleri ziyarete gelen kardeşlerimize gereken ilgi ve alaka göstermiyoruz. Ne kadar üzücü bir durum, bir ehli irfana hiç yakışmıyor.
Kısacası kardeşlerim, imtihandayız bunu bilelim, yarın yaptıklarınıza çok üzülürsünüz, ama iş işten çoktan geçmiş olur. Yani kardeşlerim, Yunus’umuzun dediği gibi,
‘Dervişlik olsa idi taç ile hırka,
Gider alırdım otuza kırka,
Ol aşı zehirle beraber kaşını bile kırıştırmadan yemektir.
İşte irfan meclisi bunu yapar. Kardeşlerim sabredelim ki, saadet ve selamet Allah cc. ‘ın yardımı bizimle olacaktır.
Selam ve dua ile…
Hizmetkar – 14.05.2012