Pek aziz ve muhterem kardeşlerim; akrabalarımızı aile büyüklerimizi ziyaret etmek, onların hal ve hatırlarını sormak gönüllerini almak, bir müslümanın cennete girmesine sebep olacak amellerinden sayılmıştır. Yüce dinimiz İslam, insanların birbiri arasında ki hukuka çok önem vermiş akrabalık, komşuluk, arkadaşlık, ilişkilerinin her daim canlı tutulmasını, sırayla ilk önce anne baba sonra akraba ziyaretlerinin aksatılmadan yapılmasını onların gözetilmesini emir buyurmuştur.
İçerisinde bulunduğumuz bu asırda bu kutsal vazifenin ne kadar çok ihlal edildiğini üzülerek görmekteyiz. İslam terbiyesi almış insanların anne babasını huzur evlerine bırakmaları ne kadar acı değil mi? Yıllarca akrabalarını ziyaret etmeyen, onlar ile konuşmayan, ilgi ve alakayı kesen azıcık bir dünya menfaati için barışmayı mahşere bırakan yığınların olduğu bir asırda yaşamaktayız. Oysa her Cuma günü hutbede imam hatiplerimiz bıkmadan usanmadan şu ilahi fermanı bize hatırlatmaktadır.”Muhakkak ki Allah; adaleti, iyiliği, akrabaya ve muhtaçlara yardım etmeyi emreder. Çirkin işleri fenalık ve azgınlığı yasaklar düşünüp tutasınız diye size öğüt verir.”[1]
İşte kardeşlerim, bu ilahi fermanı her hafta duyduğumuz halde yine bu ulvi vazifeyi ihmal etmekteyiz. Yüce Allah cc. kendi hakkından sonra ikinci sıraya anne baba hakkını koymuştur. Biz ehli irfandan bu konuda çok dikkatli olmalarını istirham ediyoruz.
Ebu Eyyub el Ensari (r.a) şöyle anlatıyor;
“Bir gün Allah resulü (s.a.v.) ile beraber oturuyorduk, o sırada huzura bir Arap köylüsü geldi devesinin yularından tutarak dedi ki “ey Allah’ın resulü beni cennete yaklaştıracak cehennemden de uzaklaştıracak bir ameli tavsiye eder misin? Diye sordu,
Allah resulü (s.a.v.) şöyle buyurdular;
Allah’a ibadet etmelisin. Ona hiçbir şeyi ortak koşmamalısın, namazını kılmalı, zekâtını vermelisin. Akrabanı da ziyaret etmelisin”[2]
Kardeşlerim, bu hadisi şerifte Hz Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bize cennete yaklaştıracak amelleri anlatmaktadır. Bu amellerin başında da akraba ziyaretinin geldiğini görmekteyiz. Bizler de cennete talip isek o vakit bu ameli işlemeye gayret etmeliyiz.
Abdullah b. Ebu evfa (r.a.) anlatıyor;
Bir arife günü öğle vakti Allah resulü (s.a.v.) ile otuyorduk Allah resulü (s.a.v.) aniden şöyle şöyle buyurdular;
“Akraba ziyaretini kesen kimse, benimle oturmasın bizden ayrılsın gitsin.”
Birisi hariç, hiç kimse kalkmadı. O da halkanın ta ötesinde oturuyordu.
Az zaman sonra dönüp geldi,
Geldikten sonra Allah resulü (s.a.v.) ona şöyle sordu;
Neyin vardı ki, kalktın senden başka kalkan olmadı?
Ey Allah’ın resulü, sözünüzü duyunca kalktım gittim. Bana gelip gitmeyen bir teyzem vardı; hemen onun ziyaretine gittim. Beni gören teyzem şöyle dedi:
Seni buraya getiren neydi? Âdetin olmadığı halde niçin geldin?
Teyzem benim için Allah’a dua ve iltica etti beni ziyarete gelen bu yeğenimi bağışla affet Allah’ım
Allah resulü (s.a.v.) şöyle buyurdu,;
İyi etmişsin, Otur. Şu bir gerçektir ki aralarında akrabaları ile ilişkiyi kesen biri bulunan bir topluluğa Allah’ın rahmeti inmez.[3]
Sevgili kardeşlerim, bu hadisi şerifimizden de anlaşıldığı üzere akraba ile ilişkiyi kesmek Allah’ın hoşuna gitmeyen bir davranış olduğu aşikârdır, ayrıca bu hadisi şerifimizden anladığımız kadarıyla akrabayla ilişkiyi kesmek, büyük günahlardan olduğunu anlaşılmaktadır. Ehli irfanın eğer maddi manevi sıkıntıları varsa, gönül huzuru yoksa onda bir hastalık vuku bulmuş demektir. O hastalık ise akrabalık hukukunu ihlal etmiş olduğundandır. Allah cc. o kuluna rahmet nazırıyla bakmıyor demektir, çaresi efendiler efendisinin hadisi şeriflerindeki tavsiyeyi uygulamakla mümkün olacaktır. Yani kardeşlerim, Allah’ımızın rahmetinin bizim üzerimizde her daim, olmasını arzu ediyorsak Allah’ımızı hoşnut ve razı etmek istiyorsak o vakit akrabalarımızla olan ilişkimizi sıkı tutmalıyız.
Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor; “Akraba ziyareti, kulu Allah’ın rahmetine yaklaştırır; cehennemden de uzak kılar.[4]
Bir diğer hadisi şerifte ise, “Akraba ziyareti kadar sevabı peşin olan bir iyilik yoktur” [5]
Sevgili kardeşlerim, ufak tefek sorunlar için dünya menfaati için akrabalarımızla ilişkimizi kesmeyelim, onlar bize gelmese de biz onların ziyaretine gidelim, zira akraba ziyareti arada ki kırgınlığı, dargınlığı, soğukluğu, giderir akrabalar arasında ülfet ve muhabbete vesile olur, birlik ve beraberliğe vesile olur.
Allah dostlarından birisi şöyle buyuyor;
Akraba ziyaretinde sevilen şu on hal vardır;
Zira kardeşlerim, akraba ziyaretini rabbimiz emretmiştir. Akrabamızı ziyaret ettiğimiz vakit yüce Allah bizden razı olmaktadır.
Kardeşlerim, Allah c.c. bir kulunu sevindireni O da kıyamet gününde sevindireceğini ve amellerin Allah katında en sevimlisinin bir mümini sevindirmek olduğunu efendimiz (s.a.v.) beyan buyuruyor.
Kardeşlerim, yapılan bu akraba ziyaretinden meleklerde hoşnut olurlar ferah bulurlar.
Sevgili kardeşlerim, Allah bir kulundan razı olursa, onu severse onu kullarına da sevdirir kullarının da onun hakkında iyi şeyler güzel şeyler söylemesini vesile eder.
Kardeşlerim tabiî ki Allah’ın emrini kul yerine getirince, onu razı edecek işleri amelleri yapınca, şeytan kahrolacaktır, üzülecektir, onu üzmek kahretmek için akraba ziyaretini hiç aksatmayalım kardeşlerim.
Kardeşlerim, Allah resulü (s.a.v.) sıla-ı rahimi, yani, akraba ziyaretini aksatmayanların yüce Allah c.c. ömürlerini bereketli kılacağını bildiriyor.
Sevgili kardeşlerim, efendiler efendisi Efendimiz (s.a.v.) akrabasını ziyaret edenlerin, yüce Allah c.c. rızkına bereket vereceğini bize hadisi şeriflerinde müjdeliyor.
Sevgili kardeşlerim, bizim yapmış olduğumuz iyi davranışlardan, ahirete irtihal etmiş bütün yakınlarımız seviniyorlar ama yaptığımız bütün kötü davranışlardan ise üzülüyorlar. Bir de akrabalar bir araya gelince geçmişlerini rahmet ile yâd ediyorlar, onlara dua ve niyaz ediyorla,r yani onların hatırlanmasına vesile oluyorlar.
Kardeşlerim, akrabalar ziyaret edilince, sevgi Muhabbet hâsıl olur, ziyaret edilen akrabalar ziyarete gelene dua eder, memnuniyetini bildirir, bu akrabalar arasında ki sevgi bağlarını kuvvetlendirir.
Sevgili kardeşlerim, bir kimsenin akrabalık bağları kuvvetli ise akrabaları tarafından seviliyorsa, o kul ölse arkasından onlar ona hayır dua ederler, öyle olunca da o kul ahirette mutlu ve sevinçli olur.
Enes b. Malik (r.a.) anlatıyor;
Üç sınıf insan, hesap günü Allah’ın rahmeti altında olur;
Bunun ömrü artar kalbi genişler rızkı çoğalır,
O yetimler zengin oluncaya veya ölünceye kadar onlara bakmışsa.
Yetimleri ve kimsesizleri sofrasına davet edip yedirmiş olan.
Hz. Hasan(r.a.) Resulullah’tan naklen anlatıyor:
“Kulun attığı adımlar arasında şu iki adımdan Allah’a daha sevimlisi yoktur:
Şöyle anlatılır:
Beş şey var ki, onları yapanların iyilikleri dağlar misali artar. Allah cc. onların rızkını genişletir:
1.Az veya çok, devamlı sadaka veren,
2.Dar veya geniş zamanında akraba ziyaretine giden,
3.Allah yolunda cihada devam eden,
4.Devamlı abdestli duran, abdest alırken suyu boşa harcamayan,
5.Ana babasına itaat eden ve onlara itaati devam ettiren.[6]
Sevgili kardeşlerim, bizlerde birer ehli irfan olarak akraba ziyaretlerimize çok dikkat etmeliyiz, akraba ziyaretlerimizi sık sık yerine getirmeliyiz. Rabbim hepimizden razı olsun.
Selam ve dua ile. – Hizmetkâr
01.02.2014
[1]Nahl Suresi, 90. Ayet – Geylani Tefsiri, Seyyid Abdulkadir Geylani k.s.
[2]Sahihi Buhari
[3]Tenbihü’l Gâfilin
[4]Tenbihü’l Gâfilin
[5]Tenbihü’l Gâfilin
[6]Tenbihü’l Gâfilin