ziyaretci sayacı


Aktif :
Bugün :
Toplam :
Anasayfa
Yeryüzünün Yıldızları Mürşid-İ Kamiller

Yeryüzünün Yıldızları Mürşid-i Kamiller

Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdulillahi Rabbil Âlemin

 Vessalatü Vesselamü Ale Muhammedinil-Emin

Ve Ale Alihi Sahbihi Ecmain…

Kıymetli Kardeşlerim!

Rabbimiz peygamberimizden sonra kıyamete kadar bir daha peygamber gelmeyeceğini Kur’an-ı Kerimde bize haber vermektedir[i]. Rabbimizin peygamber göndermeyecek olması Din-i Mübin-i İslam’ın da son bulacağını göstermemektedir. Çünkü peygamberimiz bir hadiste “ Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız doğru yolu bulursunuz[ii]” buyurmaktadır. Yani Allah Resulünün vefatından sonra İslam sahipsiz değildir. Peygamberimize harfiyen uyan sahabe-i kiram ve onlardan sonra gelen mürşid-i kamiller vesilesiyle kıyamete kadar devam edecektir.

Kardeşlerim!

                Yeryüzünde öyle bir takım zatlar vardır ki; diğer müminler onlara bakarak kendi İslami yaşantılarını gözden geçirir. İşte bu zevata mürşid denilmektedir. Bu zatlar öyle kimselerdir ki; Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyyeyi yaşama hususunda, ne zindanlar, ne zalim devlet adamları, ne laiklik, ne nefis ve şeytan; kısacası şartlar ne olursa olsun asla vaz geçmemişlerdir. Onların öyle bir imanı vardır ki; işte biz bu imana yakin derecesi diyoruz. Yani Allaha tam teslim olmuş iman.

                Müminler!

                İslam eğer günümüzde varsa ve hala yaşanıyorsa bu, şüphesiz kendini Allah’a adamış mürşid-i kâmiller vesilesiyledir. Bu zatların derdi mal, makam hırsı vs değildir. Tek dertleri Allahın rızasıdır. Şöyle bir İslam tarihine baktığımız zaman, nerede bir cihad hareketi varsa mürşidler en öndedir. Nerede bir haksızlığa baş kaldırı varsa, ezilen ümmetin hakkını savunmak varsa işte orada hiç şüphesiz Allah dostları vardır. Allah dostluğu kardeşlerim; yatarak olmaz, oturduğu yerden yorum yaparak olmaz, tekkeye kapanmakla olmaz. Meydanlarda olur, tenhada günahlarla karşılaşınca bir insanın Allah dostu olup olmadığı ortaya çıkar. Evet, özellikle tarikat usulünde şeyhlik, mürşidlik icazeti olmazsa olmazdır ve icazetsiz bu işler asla yürümemektedir. Fakat bunun yanında bir insanın İslam’ı ne kadar yaşadığı da icazet kadar önemlidir. Ümmetin arasına fitne saçan, hala sevgi göstermek niyetiyle Hz Ali halife olmalıydı gibi gereksiz tartışmaları açmaya çalışanların milyon tane icazeti olsa neye yarar. Mühim olan Hz Hasan efendimiz gibi fitneye son vermektir.

                Kardeşlerim!

Nasıl ki hasta olduğumuz zaman bir doktora ihtiyacımız oluyorsa, manevi hastalıkların tedavisi ise ancak bir mürşid-i kâmil vasıtasıyla temizlenir[iii]. Tabi onun dediklerini yapabildiğimiz ölçüde.      Mürşid-i kâmillerin en belirgin vasıfları genel manada şunlardır;

-           Allah’a olan bağlılıklarıdır. Bir insan İslam’ı yaşadığı kadar mümindir.

-          Bidatlerden ve hurafelerden şiddetle kaçınırlar. Asla bunlara geçit vermezler. İmam-ı Rabbani olurlar ve dini temizleyene kadar canlarını vermekten dahi korkmazlar

-          İktidar sahiplerine yalakalık, şakşakçılık yapmazlar. Müridanına da bunu yasaklarlar.[iv]

-          Kalbi hastalık diye bir unsur onlarda bulunmaz. Gıybet, yalan, kin, nefret, fitne gibi kâfir ahlakları onlarda asla ve asla bulunmaz. Peygamberimizin ahlakı onlarda tecelli etmiştir.

-          Gönülleri geniştir. Şeriata muhalif haller dışında kızdıkları görülmez.

-          İlim noktasında bir eksikleri yoktur. Ömer bin Abdülaziz (R.A)’in belirttiği gibi “İlimsiz amel ve davet yapan kimsenin bozduğu, ıslah ettiğinden çoktur.[v]

-          Uyusalar da kalpleri daima uyanıktır. Her hallerinde Allahü Teâlâ ile beraberdirler. İhsan makamına ulaşmışlardır.[vi]

-          Keramete değil, istikamete itibar ederler. Mühim olan Allah’a kulluktur. Bizim için mürşid-i kâmillere uymanın en mühim şartı budur. [vii]

-          Her daim zikir ve murakabe halindedirler. Allahü Teâlâ müminleri zikirden gafil ve edebi bozuk kimselerden olmaktan sakındırıyor ve şöyle emrediyor: “Kalbini zikrimizden gafil kıldığımız, hevasına uyan ve işi gücü haddi aşmak olan kimseye itaat etme![viii]

-          Manevi silsile ve irşad icazetine sahiptirler. Bu tarikat adabının olmazsa olmazıdır. Nasıl ki diplomasız bir doktor ne kadar iyi doktor olursa olsun itibar görmezse; ben şeyhim, mürşidim diyenin de ilk icazeti ve hangi bağın gülü olduğu sorulur. Bu icazet o velinin terbiye edildiği ve insanlara Allah’ı anlatma yetkisinin olduğunu gösterir. Mürşidinden izinsiz irşada başlayan, hak yoldan sapar ve saptırır.[ix]

 

Kardeşlerim!

Pirimiz Abdulkadir Geylani (K.s) mürşid-i kâmili şöyle tarif etmektedir: “Allah dostları, dünyaya bağlanmazlar. Onların kendilerine mahsus özel halleri vardır. Mürşid, halkın bütün yükünü omuzlarına almadıkça mürşid mertebesine ulaşamaz. Görünüşte bütün yük onların omuzlarındadır, gerçekte ise onlar Allah’ın rahmetinin huzurundadırlar.[x] Yani hakiki mürşidler ümmetin dertlerinin kendilerinin derdi gibi görenlerdir. İmansızlık içinde cehennemi boylamakta olan insanları gören birisi, onları kurtarmak adına bir faaliyet yapmıyorsa, ümmetin sırtından geçinip şeyhlik taslıyorsa, bu kimse olsa olsa gafillerden zalimlerden biri olur.

Muhyiddin İrfan

12.01.2015



[i]  Ahzab,40

[ii] Suyuti,Cami Es-Sağir

[iii] Ahmet Mahmut Ünlü (Cübbeli Hocaefendi),Tarikat-ı Aliyye’de Rabıta-i Celiyye

[iv] Abdulkadir Geylani, El-Fethu’r-Rabbani

[v] İbn-i Abdilberr, Camiu Beyani’l-İlm

[vi] Buhari, İman

[vii] Dilaver Selvi, Kaynaklarıyla Tasavvuf

[viii] Kehf, 28

[ix] Şa’rani, Envaru’l-Kudsiyye

[x] Abdulkadir Geylani, El-Fethu’r-Rabbani

Seyyid Muhammed Karamani ks Kimdir?
Hava Durumu
Ziyaretçilerimizden Gelen Mesajlar
Kayıtlı Video Bulunmamaktadır.
tarih
Hakkımızda

Hakkımızda
Misyon
Vizyon
İletişim

Telefon : 05446885258

Adres : İmaret Mah. 154. Sokak 7/1 Merkez KARAMAN
© Copyright 2012 Her Hakkı Saklıdır
Proteks Bilisim Teknolojileri
Aktif :
Bugün :
Toplam :