ziyaretci sayacı


Aktif :
Bugün :
Toplam :
Anasayfa
ÜÇÜNCÜ SOHBET - ZENGİNLİĞİ İSTEMEMEK

ÜÇÜNCÜ SOHBET

ZENGİNLİĞİ İSTEMEMEK

Şeyh Abdulkadir Geylâni hazretleri Hicri 545, Şevval ayının sekizinci günü, Cuma sabahı medresede bu sohbeti yapmıştır:

Kanaat Etmeli

Ey fakir kimse! Zenginliği isteme; belki de zenginlik, senin helak olmana sebep olabilir. Ey hasta kişi! Sen de keşke iyi olsam diye temenni etme; belki sağlık senin helakına sebep olabilir. Akıllı ol! Elde ettiklerini koru maya bak, işlerin rast gider. Elindekilere kanaat et, fazlasına tamah etme! Allah'ın, senin isteğin üzere sana verdiği her şey, senin için bir üzüntü, buğz ve düşmanlık sebebi olabilir. Ancak ben şunu tecrübe ettim ki; Allah (c.c) kulun kalbine istek ilham ederse, bu durum istisna olmak üzere, kul Allah tan istekte bulunabilir. Bu durumda kulun istekleri bereketlenir ve mahzurlu şeyler ortadan kalkar. Kul olarak isteklerin; af ile, afiyet, din, dünya ve ahiret yaşamında afiyet istemek olsun. Bunlarla kanaat et bu sana yeter. Allah ın işlerine karşı şaşkınlık ve tereddüt gösterme. Bunlara karşı zorbalık yapma. Zira Allah (c.c) belini kırar. Gençliğine, kuvvetine ve malına güvenerek insanlara karşı kibirlilik taslama; yoksa:

"Allah (c.c) seni ansızın, hiç ummadığın anda yakalar. Zira O'nun yakalaması çok serttir." (Hud 11/102)

Yazıklar olsun sana! Dilin konuştukça müslümanlıktan bahsediyor, oysa kalbin hiç de öyle değil. Konuşmaların müslümanca, davranışların ise; müslümanlıktan habersiz. İnsanların arasında iken, müslümanlığı bırakmıyorsun, oysa ki yalnız başına kaldığında da Müslümanlıktan eser kalmıyor. Oysa ki; sen kıldığın namazları, tuttuğun oruçları, yaptığın hayırları Allah (c.c) rızası için yapmadığın takdirde, Allah (c.c)'tan uzaklaşmış bir münafık olacağını çok iyi biliyorsun.

 

İstikamet Üzere Olmayı İstemek

Ey insan! yaptığın davranışlardan, bütün sözlerinden ve alçakça düşüncelerinden dolayı hemen şu an Allah (c.c)'a tevbe et ve bağışlanmayı iste! Bu yola sülûk eden kimselerin yolunda eğrilik yoktur. Onlar kurtulmuş kimselerdir. Onlar, Allah'a yakin derecesinde iman eden, muvahhit, ihlaslı kimselerdir. Onlar Allah (c.c)'tan gelen afet, bela ve musibetlere karşı sabreden, Allah (c.c)'tan gelen nimetlere ve ikramlara karşı şükredenlerdir. Onlar Allah (c.c)'ı dilleri, kalpleri sırları ile zikreden kimselerdir. Halk onlara eziyet ettiğinde, onların yüzlerinde tebessümden başka bir şey görülmez. Dünyanın idarecileri, onların gözünde azledilmiş kişilerdir. Yeryüzündeki bütün, insan lar onların gözünde aciz, ölü ve fakir kişiler olarak görünürler. Allah dostlarına göre; cennet bir virane, cehennem de sönmüş bir ateş gibidir. Allah dost ları için ne yer, ne gök ne de bunların sakinleri vardır. Onların yönleri birleş miş; tek bir yöne dönüşmüştür. Onlar önce dünya ve ehliyle, sonra ahiret ve ehliyle, sonra da dünya ve ahiretin Rabbi ile beraber olurlar. O'na kavuşurlar ve O'nu sevenlere kavuşurlar. Kalpleri ile O'na doğru yol alırlar ve O'na vuslat ederler. O'na vâsıl olan yola girmeden önce, yol arkadaşı edinirler. Onunla aralarındaki kapıyı açarlar. Allah'ı zikrettikleri sürece Allahda onları zikreder. Onların zikirleri, sırtlarındaki günahları hafifletir. Onların yokluğu, insanlarla olmalarıdır, varlığı da Allah (c.c) ile birlikte olmalarıdır. Onlar Allah (c.c)'ın:

'Öyle ise siz beni (ibadetle) anın ki; ben de sizi anayım. Bana şükr edin; sakın bana nankörlük etmeyin!' (Bakara 2/152) ayetini işitince Allah (c.c)'ın kendilerini zikretmesine heveslenerek zikre başladılar. Yine onlar: 'Ben beni ananla beraberim' (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ 1/183 No: 611)sözlerini duyunca insanları terk ederek Hakk'ı zikre yönelerek O'nunla birlikte olurlar.

 

Allah'ın Hükümlerini Öğrenmeli

Ey cemaat! Heva ve heveslere kapılmayın, zira aklınız başınızda değildir. Yaşamadıkça bu ilmin size bir faydası olmaz. Sizler, akla karayı öğrenmek mecburiyetindesiniz. Bu da Allah (c.c)'ın hükmüdür. Bunu günbegün, yılbeyıl öğreniniz ki; bunun meyvelerini elde edebilesiniz.

 

İlimle Amel Etmeli

Ey evladım! İlmin sana şöyle sesleniyor: Benimle amel etmezsen, senin aleyhinde, benimle amel edersen, lehinde delil olurum. Resûlüllah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

"İlim, sahibini kendisiyle amel etmeye çağırır. Eğer sahibi ona icabet eder de amel ederse ne alâ! Aksi takdirde, ilim ondan göçer gider.'

Yani ilmin bereketi gider, kişide sadece sıkıntısı kalır. Allah (c.c)'tan sana olan şefaati göçer, ona muhtaç olduğun durumda yanına gelmez. İlmin özü gidip, kabuğu kaldığı için ilim göçer. Zira min özü ameldir. Allah Resulünün tavsiyelerine uymadığın, onu yaşamadığın sürece ona bağlılığın gerçekleşmez. Eğer onun emirlerine uyarsan, onunla amel edersen, kalbin de, sırrın da ona yönelir; onlara Allah (c.c)'ın sevgi ini girdirir.

Sen, kalpsizliğinden dolayı işitmesen de; ilmin sana böyle seslenmektedir. Onun bu çağrılarını, kalp ve sir kulaklarınla dinle, ilmin çağrılarına yönel ki; onun faydasını göresin. Amel edilen ilim, seni ilmi indiren âlime (Allah'a) götürür. İlk ilimden ibaret olan bu hükümle amel edersen, sende ikinci ilmin kaynağı fışkırır. Böylece send akan iki ilmin kaynağı mevcut olur. Hüküm den, zâhir ve bâtın ilimden dolayı, kalbin haşyet (ürperti) duyar. Bu haşyet sebebiyle, bunların zekatını ve men gerekir. Sahip olduğun ilmin zekâtı, ihvan ve müritlere yardımcı olmak, onu yaymak ve insanları Hakk'ın yoluna davet etmekle gerçekleşir.

Ey evladım! Kim sabrederse güçlü olur. Ailah (c.c) şöyle buyuruyor:

'Yalnız sabredenlere, mükafatları hesapsız ödenecektir. (Zümer 39/10)

Kendi kazancını ye, borçla geçimini temin etme. Kazan ve ye, hem de başkalarına yardımcı ol. Müminlerin kazançları, sıdık (doğru)ların derece ve örtüleridir. Sıddıklar fakir ve fukaraya yedirmedikçe kazançlarında bereket göremezler ve zevk alamazlar. İnsanlara yaptıkları yardımlarla, Allah'ın rızasını ve sevgisini kazanırlar. Çünkü onlar, Resûlullah (s.a.v)'ın şu sözünü işitmişlerdir:

İnsanlar Allah (c.c)'ın ailesidir. Allah (c.c) katında insanların en sevimlisi ailesine en faydalı olandır. (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ 1/337 No: 1218)

Diğer insanlara nispetle Allah (c.c) dostları; sağır, dilsiz ve kördürler. Onların kalpleri, Hakk'a yakın olduğundan başkalarını işitmezler ve görmezler. Onlara yakınlık zâhir olur ve onları heybet kaplar. Sevgilileri katın da muhabbet onları konuşur. Onlar celâl ve cemal tecellileri arasında, sağa sola meyletmezler, arkalarına bakmaksızın daima öne doğru ilerler. İnsanlar, cinler, melekler ve bütün mahlûkat onlara hizmet eder. Hikmet ve ilim onlara hizmet eder. Onlar faziletle beslenir, ünsiyete kanarlar. Fazilet yemeğinden yerler, ünsiyet şarabından içerler. İnsanların sözlerini işitemeyecek kadar meşguliyetleri vardır. Onlar bir vadide, insanlarda bir başka vadide gezerler. Hz. Peygamber (s.a.v)'e vekaleten, Allah'ın emirlerini ve yasakları nı insanlara ulaştırırlar. Onlar, gerçekte peygamberlerin varisleridir. Onların bütün meşguliyetleri, insanları Hakk'ın kapısına sevk etmektir. O'nun hüccetlerini insanlara iletirler, her şeyi yerli yerine koyarlar. Her fazilet sahibine hakkını verir, onların haklarını gasbetmezler. Kendileri için ondan bir pay çıkarmazlar. Allah (c.c) için sever, Allah (c.c) için öfke beslerler. Başkaları için değil, bütün hareketleri sadece Allah (c.c) içindir. Bu özelliklere sahip olan kişilerin arkadaşlıkları da güzeldir. Bu nitelikleri elde eden kişinin kurtulması da kesindir. Bu nitelikleri kazanan kişileri insanlar, cinler, melekler, yer ve gök ehlinin hepsi severler.

Ey münafık! Ey hakkı unutup da sebep ve insanlara kul olan! Hiçbir kıymetin ve hiçbir yüceliğin olmadığı halde bu dostluğu ellerinle mi meydana getirmeyi istiyorsun? Önce gerçek bir müslüman ol! Sonra nasuh tevbe et! Sonra öğren! Sonra öğrendiklerinle amel et! Sonra ihlaslı ol; hidayeti bulursun. Bunları yapmazsan; hidayeti bulamazsın

Yazıklar olsun sana! Benimle senin arandaki bu düşmanlık nedir? Ne var ki; ben hakkı söylüyorum, Allah (c.c)'ın dini konusunda senin sözlerine meyletmiyorum. Çünkü ben meşâyihlerin sert sözleri, gurbetin acımasızlığı ve dervişliğin katılığı üzere eğitildim. Benden sana bir söz nakledildiğinde, onu Allah (c.c)'tan olduğunu bilerek al, çünkü o sözü bana Allah (c.c) söyletmiştir. Yanıma girdiğinde kendinden, nefsinden, heva ve hevesinden soyutlanmış olarak gir! Eğer basiretin olsaydı, beni de bu şeylerden soyutlanmış olarak görürdün. Fakat anlayış ve kavrayışındaki hastalığın senin afetindir.

Ey mürid! Benimle sohbet etmek, benim sohbetimden faydalanmak isteyen kişi! Benim içinde bulunduğum halde ne mahlûkat ne dünya ne de ahiret vardır. Benim önümde tevbe etmek, sohbetime katılmak isteyen kimsenin hakkımda hüsnü zan beslemesi ve söylediklerimle amel etmesi gerekir. Bu söylediklerime riayet ederse, Allah'ın izniyle faydalanmış olur. Allah (c.c) peygamberlerini sözleri ile, velilerini ise ilham ile eğitir. Çünkü veliler, peygamberlerin vasîleri, halifeleri ve onların hizmetçileridir. Çünkü Allah (c.c), kelam sıfatına sahiptir. Allah (c.c), Hz. Musa (a.s) ile konuşmuştur. Ancak kelâmullah mahluk değildir. Gaybı bilen Allah (c.c), onunla konuşmuş fakat O’nun konuşması, onun anlayacağı tarzda, vasıta olmaksızın meydana gelmiştir. Allah (c.c) Hz. Peygamber (s.a.v) ile de vasıtasız bir şekilde konuşmuştur. Bu Kur'an-ı Kerim Sizinle Rabbiniz arasında en güçlü bağdır. O Rabbinizle sizin aranızda sağlam bir iptir. Kur'an'ı Cebrail (a.s), gökten Allah (c.c)'ın katından peygamberine O'nun söyleyip, haber verdiği şekilde indirmiştir, bunu inkâr etmek mümkün değildir.

Ey Allah'ım! Sen bizi doğru yola ilet! Hepimizin tövbesini kabul et! Hepimize merhamet et!

Müminlerin Emiri Halife el-Mu'tasım billah'ın ölüm döşeğinde şöyle konuştuğu anlatılır:

-Vallahi Ahmed b. Hanbel hakkında yaptığım eziyetlerden dolayı Allah'a tövbe ediyorum. Ben onun görüşlerinden hiçbirini benimsememiştim, fakat benim dışımda bu görüşleri benimseyenler vardı.

Ey miskin! Sana faydası olmayan sözü bırak, mezhep bağnazlığından vazgeç. Dünyada ve ahirette sana fayda verece şeylerle uğraş. Yakında kendinle alakalı olacak şeylerin haberini alır ve benim sana yaptığım nasihatleri hatırlarsın, başında miğferin olmadan nasıl sorguya çekileceğini görürsün. Gönlünü dünya dertlerinden boşalt; yakında bunlardan sorumlu tutulacaksın. Dünyada hoş ve güzel yaşam isteme; bu senin elinde olan bir şey değildir. Hz. Peygamber (s.a.v):

'Gerçek hayat ahiret hayatıdır' buyurmuştur. (Câmiu's-Sağîr, 1448)

Arzu ve emellerini kısalt, dünyada zâhit ol, çünkü zahitlik, tamamen dünyaya ait emel ve arzuları kısaltmak demektir. Kötü arkadaşları terk et, onlarla arandaki sevgi bağlarını kes, iyi ve salih kimselerle irtibat kur. Kötü kimseler, akraban da olsa, onlardan uzaklaş, iyi kimseler, yabancı da olsa, onlarla dostluk kur. Zira sevdiğin kimseyle senin aranda bir yakınlık meydana gelir. O takdirde birbirinizi niçin sevdiğinize bak.

Allah (c.c) dostlarından birisine:

-Yakınlık nedir? denilmiş. O da: -Sevgidir, diye cevap vermiştir.

Kısmetinde bulunanı da bulunmayanı da istemekten vazgeç. Zira kısmetinde olan bir şeyi istemen, yorgunluktan başka bir şey değildir. Kısmetinde olmayan bir şeyi istemen ise Allah'ın gazabını celbeder. Allah (c.c)'ın yardımının kesilmesine sebep olur. Bundan dolayıdır ki; Hz. Peygamber (s.a.v):

'Allah (c.c)'ın kuluna olan cezalarından biri de; kulun takdirinde ve kısmetinde olmayan bir şeyi istemesidir.'buyurmuştur.

Ey evladım! Allah (c.c)'ın yarattığı şeylerden kendine bir delil çıkar ve o yarattığı eşsiz güzellikler hakkında tefekkür et. Bu tefekkür sayesinde eşsiz sanatkara ulaşabilirsin. Arif olan kişinin, iki bâtın iki de zâhir olmak üzere gözleri vardır. Zâhir (dış) gözleri ile Yüce Allah'ın yeryüzünde yarattığı şeyleri, bâtın (iç) gözleri ile de, semalarda yarattığı şeyleri müşahede eder. Sonra arif olan kişinin kalbinden perde kaldırılır, teşbihsiz ve keyfiyetsiz olarak Hakk'ı müşahede eder. Böylece ârif, Hakk'a yakın ve sevilen bir kul derecesine yükselir, seven ile sevilen arasında hiçbir şey gizli kalmaz. Perdeler ancak; insanlardan, nefisten, tabiatından, hevadan, şeytandan uzaklaşmış; yeryüzünün hazinelerini elinden bırakıp da kalbinde taşla cevheri eşit tutan kimseden kaldırılır. Aklını başına al ve anlattıklarımı düşün. Sana az ve öz konuşuyorum, sözün cevheri ile manasıyla konuşuyor ve nasihat ediyorum.

Ey evladım! Yaratıcıyı mahlûka şikâyet etme Bilakis şikayetini her şeye gücü yeten yaratıcıya yap, başkasına değil. Sır saklamak, musibet ve hastalıkları gizlemek, hayır ve iyilikleri gizli yapmak iyilik hazinelerindendir. Sağ elinin verdiği sadakayı, sol elin bilmeyecek şekilde davran. Dünya denizinden sakın; bu deniz bir çok insanları yutmuştur. O, herkesi yutan derin bir denizdir. Kıyamet gününde, incak Allah'ın kurtulmalarını murat ettiği kimseler gibi bu derin denizden de ancak Allah (c.c)'ın kurtulmalarını istediği kimseler kurtulabilir. Kıyamet günü bütün insanlar sırat köprüsünden geçecekler, sadece Allah (c.c)'ın kurtulmalarını istediği kimseler cehenneme düşmekten kurtulacaklardır. Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

'İçinizden, oraya uğramayacak hiçbir kimse yoktur. Bu, Rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür. (Meryem 19/71)

Allah (c.c) cehenneme: 'Serin ve selamet ol ki; bana inanan mümin kullarım, ihlaslı kullarım, benim aşkımla yanan beni arzulayan kullarım, benim için her şeyi terk eden zâhit kullarım üzerinden rahat geçsin.' diyecek. Allah (c.c), Nemrud'un Hz. İbrahim peygamberi yakmak için ateşe attığı zaman ateşe:

'Ey ateş! İbrahim'e karşı serin selamet ol!' (Enbiya21/69)diye seslendiği gibi; Allah (c.c) dünya denizini de:

'Ey dünya denizi! Ey su! Şu muradımıza nail olan sevgili kulumuzu boğma' diye seslenir.

Musa (a.s) ve ona inananları denizde boğulmaktan kurtardığı gibi, bir sır üzere olan bu kişiyi de denizde boğulmaktan kurtarır. Allah (c.c), fazlı keremini dilediği kullarına verir.

'O dilediği kullarını hesapsız olarak rızıklandırır.' (Bakara 2/212)

Çünkü bütün hayırlar; vermek vermemek, zenginlik fakirlik, yüceltmek ve alçaltmak O'nun elindedir. O'nun yanında hiçbir şeyin gücü yoktur. Akıllı kişi, O'nun kapısına yönelip, diğer kapılardan yüz çeviren kişidir.

 

Allah'a Sırt Dönmenin Zararları

Ey Allah'ın emir ve yasaklarına sırtını dönen kişi! Görüyorum ki insanları razı ederken Allah'ı kızdırıyorsun, dünyanı imar ederken, ahiretini yıkıyorsun, ama şunu çok iyi bil ki, yakında ansızın çetin bir azapla yakalanırsın, bu azap pek çok şekillerde o...; bazen seni makam ve mevkiinden uzaklaştırmakla, bazen hastalıkla, bazen zillet ve fakirlikle, bazen çeşitli sıkıntı ve kederlerle, bazen insanların dillerine ve ellerine düşmekle, bazen de bütün insanları üzerine musallat kılmakla olur. Ey uykuya dalan kişi! Uyan. Ey Allah'ım! bizi senin sebebinle senin için uyandır! Amin!

 

Tevhit Şeriat Ve Takva Ölçüsünde Davranış

Ey evladım! Dünyalık elde edeyim derken, ne geleceğini bilmeden, eline her geleni alan, geceleyin odun toplayan kimse gibi olma. Ben, seni, davranışlarında, aysız ve ışıksız, kapkaranlık bir gecede, çalılıkların ve öldürücü haşerelerin olduğu bir yerde, öldürülme ihtimali olan bir kişi gibi görüyorum. Güneşin altında gündüz vakti odun topla; zira bu vakitte öldürücü haşerelerin sana gelmesinden korunmuş olursun. O halde sen de tasarrufların tevhit güneşi, şeriat güneşi ve takvâ güneşi altında yap ki; bu güneş seni, heva, nefis, şeytan, şirk ve halkın ağına düşmekten korusun.

 

Acele Karar Vermenin Zararları

Yazıklar olsun sana! Aceleci olma, aceleci olan kişi daima yanılır ve hata edebilir. Her kim de teenni ile hareket ederse ya hedefine ulaşır ya da hedefine yaklaşır. 'Acelecilik şeytandan, teenni ise Rahmandandır.' Seni aceleciliğe sevk eden en büyük etkenlerin başında, dünya malını toplama hırsın gelir. Kanaatkâr ol; kanaat tükenmeyen bir hazinedir. Sana nasip olmamış, eline geçmemiş bir şeyi nasıl istersin? Nefsine engel ol, elindekilerle yetin, başkasının elindekilere göz dikme ki; arif olasın. İşte o zaman her şeyden müstağni kalırsın, hiçbir şeye ihtiyaç duymazsın, kalbine güven gelir, Sırrın saf ve berrak hale gelir. Rabbin sana öğretir de sen de bu sayede baş gözünle dünyayı, kalp gözünle ahireti, sır gözünle de Hakk'tan başkasını değersiz görürsün. Bu durumda senin gözünde, yüce Allah'ın dışında hiçbir şeyin zerrece bir kıymeti olmaz. İşte bu hal ile hallendiğinde, bütün insanlar katında yücelirsin.

Ey evladım! Eğer önünde hiçbir kilitli kapı kalmasın istiyorsan, o zaman yüce Allah'tan kork; zira Allah (c.c) korkusu her kapının anahtarıdır. Çünkü Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

....Kim Allah (c.c)'tan korkarsa, Allah (c.c) ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve ona beklemediği yerden rızık verir' (Talak 65/2-3)

 

Allah (c.c)'ın Huzurunda Edeple Durmak

Ne nefsin, ne ailen, ne malın, ne de zamanındaki insanlar için Allah (c.c) ile münakaşaya kalkışma! O'nun emirlerine karşı gelmekten, emirlerini değiştirmesini istemekten utanmıyor musun? Yoksa sen kendini O'ndan daha iyi hüküm veren, daha bilgili, daha merhametli mi zannediyorsun? Sen ve bütün mahlûkat O'nun kulusunuz, sizin ve onların işlerini düzenleyen O'dur. Eğer dünyada ve ahirette O'na dost olmak istiyorsan, sakin olman, susman ve sağır kimse gibi dilini tutman gerekir. Allah (c.c)'tan kalplerine ilham yoluyla açık bir izin gelmedikçe, Allah (c.c)'ın veli kulları, O'nun huzurunda edeple dururlar, hiçbir harekette bulunmazlar ve hiçbir adım atmazlar, mubah olan bir şey bile olsa yemezler, giymezler ve evlenmezler, ancak kalplerine ilham yoluyla açık bir izin gelirse bunları yaparlar. Allah dostları daima hak ile, her şeyi elinde bulunduran, kalpleri ve bakışları çeviren Allah (c.c) ile beraberdirler. Allah dostları, dünyada kalpleri ile, ahirette de bedenleri ile O'na kavuşmadıkça huzur bulmazlar.

Ey Allahım! Dünyada ve ahirette sana kavuşmakla bizi rızıklandır. Bize sana yaklaşma ve seni görme lezzetini tattır. Bizleri senin dışındakilerden uzaklaştırarak senden razı olan kullarından eyle!

'Ey Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru!" (Bakara 2/201)

Amin…

Kaynak: el-Fethu’r Rabbani - Ravza Yayınları

İrfan Meclisi Tasavvuf Dersleri  -  21 Ekim 2023 - Karaman

Seyyid Muhammed Karamani ks Kimdir?
Hava Durumu
Ziyaretçilerimizden Gelen Mesajlar
Kayıtlı Video Bulunmamaktadır.
tarih
Hakkımızda

Hakkımızda
Misyon
Vizyon
İletişim

Telefon : 05446885258

Adres : İmaret Mah. 154. Sokak 7/1 Merkez KARAMAN
© Copyright 2012 Her Hakkı Saklıdır
Proteks Bilisim Teknolojileri
Aktif :
Bugün :
Toplam :