Bismillahirrahmanirrahim
Rahman ve rahim olan Allahın adıyla
Muhterem kardeşlerim, bizleri bu güzel mecliste toplayan yüce rabbimize sonsuz hamd, O’nun habibi Efendiler Efendisine(s.a.v.) sonsuz salât, O’nun temiz ehl-i beytine, ashabına, ahbabına, bu nurlu davaya gönül veren tüm Allah dostlarına selam olsun. Sevgili kardeşlerim, bu haftaki sohbetimizde yine Efendimiz (s.a.v.) den hayat düsturları öğreneceğiz. Yüce mevlamız bizleri öğrendiklerini amelle taçlandıran ve Rabbini razı eden kullarından eylesin. Âmin.
Allah resulu (s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor;
‘Bir Müslüman, üç günden fazla, din kardeşi ile küs durması helal olmaz.’ (Müslim)
Yüce dinimiz İslamda, insanların arasındaki ilişkileri düzenleyen belli bazı kurallar vardır. Bu kuralların başında mümin kardeşini sevmek, saymak, hoş görmek, affetmek, ters davranışlarına karşı sabırlı ve özverili olmak gelir.
Kardeşlerim, bu ilkeler, müminlerin birbirlerinden herhangi bir haksızlığa maruz kaldığında, haksızlık yapan kişiye küsmesine engel olmasa bile, bu küslüğün üç günden fazla olmasına onay vermez.
Sevgili kardeşlerim,
Erkek olsun, kadın olsun, dünya işleri için, Müslümanların birbirlerine darılması, küsmesi, dargın durması, kırgın durması birbirleriyle ilgi ve alakayı kesmesi, yüce dinimizin asla caiz görmediği bir hareket tarzıdır. Bir Müslüman hayatını islamın emrettiği şekilde yaşamalıdır. Efendimiz (s.a.v.) in sünnetine göre şekillendirmedir. Onun içidir ki, akrabamızı, eş-dostumuzu, ihvan kardeşlerimizi ziyaretimizden mahrum etmemeliyiz. Onları arada bir mutlaka ziyaret etmeliyiz. Bu vazifemizi asla ihmal etmemeliyiz. Uzakta ise günün teknolojisi malum telefon, internet vesaire, bütün bu imkânları kullanarak bu vazifeyi yerine getirmeliyiz. Şöyle ki eğer akrabamız bize cevap vermiyorsa bile yine biz aramalı sormalıyız ki, araya soğukluk girmemeli, akrabalık, arkadaşlık, kardeşlik bağları zarar görmemeli. Eğer dargınsak, kırgınsak, hiç vakit kaybetmeden barışmanın yollarını aramalıyız. Yalnız burada ince bir ayrıntıyı göz ardı etmeyelim. Yüce mevlamız, salih akrabayı ziyaret etmeyi emrediyor. Dinine, tarikatına, kısacası senin değerlerine saldırıyorsa bu akraba, bu arkadaş, bu dost, ziyaret edilmez uzak durulur.
Efendimiz (s.a.v.) bu konuda bir hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor;
‘Sana dargın olana git, barış! Zulüm yapanı affet, kötülük yapana iyilik et.’
Görüldüğü gibi Efendimiz (s.a.v.) bu konuda ne kadar dikkatle bizim üzerine durmamız gerektiğini beyan ediyor. Bir mümin üç günden fazla asla küs durmamalı, dargın durmamalı. Zira bu dargınlık yüce mevlamızı ve efendimizi üzmektedir. Onun için dargın olduklarımızla barışmalı çevremizde küs olan kardeşlerimiz varsa onları barıştırmak için uğraşmalıyız.
Zira Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdular;
‘Hastanın halini sormak için iki kilometre git, küs olan kimseleri barıştırmak için dört kilometre, bir din kardeşini ziyaret etmek ve bir âlimden ilim öğrenmek için altı kilometre git.’
Hazreti Musa (a.s.); ‘Ya Rabbi, dargın olanları barıştırana ecir mükâfat var mıdır?’ Diye sordu.
Hazreti Allah cc; ‘Kıyamet gününde selametlik veririm, kortuğundan emin eylerim, ummadığı şeylerle onu şereflendiririm.’ Buyurdu.
Sevgili kardeşlerim, hadisi şeriflerimizle meseleyi uzunca anlattık. Bu konuda ehli irfan çok dikkatli olmalı, biraz hoş görülü olmalı, kardeşlerinin hata ve kusurlarını affetmeli, işi dargınlığa kırgınlığa ve küslüğe asla götürmemeli, eğer götürürse bu işe en fazla şeytanı sevindirmiş olacaktır. Kardeşliğimize, muhabbetimize birlik ve beraberliğimize zarar vermiş olacaktır. Meseleyi içine atmak yerine muhatabıyla bire bir konuşmak, dargınlıkları gidermekle yanlış anlaşılmalara açıklık getirmiş oluruz. Bu şekilde yapınca da, kırgınlık, dargınlık ve küslük asla olmaz.
Biz ehli irfandan bu konuda çok tedbirli ve dikkatli olmasını istirham ediyoruz.
Selam ve Dua ile…
Hizmetkâr – 17.05.2012