Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla,

Pek aziz ve muhterem kardeşlerim;

Ebu Hüreyre (r.a.) Allah resulü (s.a.v.) den şöyle rivayet ediyor;

“Günahlar içinde öyleleri vardır ki, onları ne namaz, ne abdest, ne hac, ne de umre temizler,” buyurdu.

O mecliste bulunanlar dediler ki;

Ey Allah’ın resulü (s.a.v.) peki onları ne temizler?

Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki;

“Onları, ancak ailenin geçimini sağlamak esnasında çekilen sıkıntılar ve iş yorgunluğu temizler.”

Kıymetli kardeşlerim, hayatımız içerisinde, bazen neşeli, bazen üzüntülü, bazen rahat, bazen de sıkıntılı günlerimiz olmaktadır. Yani hayat her zaman toz Pembe geçmemektedir.  Bazen işlerimiz yolunda gitmeye bilir, hatta işimizi bile kaybedebiliriz. Bu hayatın bir kuralıdır. Bu durumlarda sabretmeli rızkımıza, alemlerin Rabbi olan Allah’ımızın kefil olduğunu unutmamalıyız. Sebepleri işlemeli ama neticeyi Allah cc.dan beklemeliyiz .

Asla isyan etmemeliyiz bazen duyuyoruz, kardeşlerimizden birilerinin işi bozulmuş işleri yolunda gitmiyor hemen şöyle demeye başlıyor.

Hocam; abdest, namaz, sohbet, zikir, sadaka, hayır, hepsini yapmaya çalışıyoruz ama işlerimiz hiç yolunda gitmiyor, bela başımızdan eksik olmuyor.

Adam namaz kılmaz, ibadet etmez, dinden diyanetten haberi yok her işi yolunda diye şikâyette bulunanlar oluyor.

Kardeşlerim burası imtihan yeridir. Burası müminin zindanıdır. Hiç zindanda rahat olunur mu?  Müslüman her zaman imtihan halindedir, Allah bazen bol verir ki; kulum azacak mı, bu verdiğim malla bana isyan mı edecek, yoksa şükür mü edecek. Bazen de az verir ki, kulunun sabrını sadakatini ölçmek ister.

Şöyle bir düşünelim, Allah cc âlemleri hatırına yarattım dediği, Habibi Efendiler Efendisi  (s.a.v.) ne sıkıntılar çekmiş, yurdundan yuvasından çıkartılmış, mübarek başına deve işkembeleri atılmış, geçtiği yollara dikenler konulmuş,  şair denmiş, meczup denmiş, aç ve  susuz ölüme terk edilmiş, hatta açlıktan karnına taş bağlamış, ama O, bir an bile olsa bu halinden şikayetçi olmamış.

Dememiş ki; Ya Rab ben senin Habibin değil miyim? Bütün bu sıkıntıları bana niçin veriyorsun? Diye hiç şikâyet etmemiş. Hep sabretmiş, ashabına ve biz ümmetlerine de hep sabrı tavsiye etmiştir. Burada şunu demeliyiz; eğer başımıza bir bela geldiyse, eğer sıkıntı çekiyorsak, o vakit biz bir yaramazlık yapıyoruz demektir.  Ya da hayat yaşantımız Hazreti Peygamber (s.a.v.)  Efendimizin in hayat yaşantısına benzemiyordur.

Şöyle bir örnek verecek olursak, adam sohbete geliyor, sohbette ağlıyor, sızlıyor ama bir de bakmışın ertesi gün evine karı kız atmış, aşna vişne ediyor. Ondan sonrada gelip hocam benim başımdan hiç bela ve musibet eksik olmuyor, arabamın motoru yandı, yok tekeri çıktı, yok başıma şu geldi bu geldi. Eee sen eğri olursan senden doğru iş beklemek yanlış olur.

Hem Allah’a isyan et, hem de bunlar başıma niçin geldi? de. Onun içindir ki, atalarımız ne güzel söylemiş “ Ayağına taş bile değse kalbini yokla “zira ben nerede keratalık yaptım diye, kendi kendine sor.

Başımıza gelen bela ve sıkıntılarda hatayı kendimizde aramalıyız. Ben ne yaptım ki, bunlar benim başıma geldi demeli, hemen Allah cc tövbe ve istiğfar etmeliyiz. “Kula bela gelmez hak yazmadıkça, hak bela yazmaz kul azmadıkça”.

Sevgili kardeşlerim, hadisi şerifimizde Allah Resulü (s.a.v.) Efendimiz bir müminin ailesine bakmak ve onları kimseye muhtaç etmemek için çalışmasının ibadet olduğunu, Allah’ın cc yanında bu davranışının ne kadar makbul bir ibadet olduğunu, hatta bu amel sayesinde namazın, abdestin, haccın, umrenin bile sevaplarının silmediği günahları temizlediğini bize bildirmektedir.

Nitekim başka bir hadisi şeriflerinde Efendimiz (s.a.v.) ; “Allah cc yanında sadakaların en sevimli olanı kişinin ailesi için harcadığı paradır” (2)buyurarak, bu konunun önemine dikkatimizi çekmektedir.

Hatta aileyi geçindirmek, helal kazanç sağlamak için çekilen tüm sıkıntıların, yorgunlukların, Rabbimiz katında ne kadar çok kıymetli olduğunu bize bildirmektedir. O sıkıtı ve yorgunlukların hürmetine hiçbir şekilde affetmediği bazı günahları ve hataları bağışladığını Efendimiz (s.a.v.) haber veriyor.

Onun için kardeşlerim, bir ehli irfan ailesini kimseye muhtaç etmemek için helal yoldan çalışmalı ve Rabbimizin bu müjdesine ulaşmaya gayret etmelidir.

Burada sohbetime son verirken hepinizin mübarek Cumasını tebrik eder hayırlı Cumalar dilerim.

Başka bir Cuma sohbetinde buluşmak üzere vesselam.

Hizmetkar 21.02.2014
 

Dipnotlar

1-    Deylemi /Firdevs 1,210 : camiussağir ,/2461

2-    Ramuzul ehadis , taç tercümesi