Bismillahirrahmanirrahim...
Rahman ve Rahim olan hazreti Allah (c.c.)’ın adıyla başlarım...
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim;
Bu hafta ki sohbetimizde bir Ehli İrfanda bulunması gereken özelliklerden bahsedeceğiz. Ehli İrfan daima Kur'an ve sünnetin yolunun yolcusu olmalı ve istikamet üzere bu yolda yürümelidir. Daima hazreti Peygamber (s.a.v.) Efendimizi kendisine rehber edinmeli ve o'nun hayatını, hayat nizamı yapmalıdır. Salihlerin adet ve erkânları ile yolunu daima aydınlatmalıdır. Eğer pusulamız Kur'an ve sünnet olursa, yönümüz daima Allah'ın rızasına doğru gider. Bindiğimiz gemi, Kur'an ve sünnet gemisi olursa, kaptanımız hazreti piri Geylani (k.s.) olursa, o gemi bizi cennet sahiline mutlaka çıkarır. Eğer ki pusulamız nefsimiz, kaptanda şeytan olursa, o vakit ancak bizi cehenneme götürür. Onun içindir ki, Piri Geylaninin (k.s.) evladı olan bizler Allah'ın rızasına talibiz, bu rızaya ulaşmak o kadar kolay değil, sünnete ve Kur'an'a harfiyyen uymaya bağlı. Üzerimize alabilmemiz daha kolay olması münasebetiyle, işlemiş olduğumuz, Kur'an ve sünneti ölçü olarak aldığımız, ehli İrfanda olması gereken özellikleri kısa ve öz olarak sıraladık. Rabbimiz tesirini halk etsin, bizleri anlattıklarıyla, sizleride dinledikleriyle amel eden kullarından eylesin İnşallah.
Zira Allah Resulü (s.a.v.) efendimiz bir hadişi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır;
“Tevazunun başı karşılaştığın kimseye ilk önce selamı senin vermendir. Selam verenin selamını almandır. Bir mecliste oturur iken en arkaya oturmaya razı olmaktır. Övülmeyi, methedilmeyi, iyi görülmeyi istememektir.”(buhari edep)
Efendimiz çirkinlikte bile bir güzellik bulmuştur. Şöyle ki:
“Bir gün ashabı ile bir yerden geçiyorlardı, çok kötü kokan bir köpek leşi gördüler. Ashâb, burunlarını tıkayarak “Ne kadar kötü kokuyor, Ey Allahın Resulü.” dediklerinde ise Efendimiz s.a.v. onlara tarih sayfasına altın harflerle yazılacak şu sözü söylemiştir: “Ne güzel dişleri var.”
Bu çok güzel bir haslettir, çok güzel bir ziynettir, çok güzel ahlaktır. Bir ehli irfanda bulunması halinde, Kur’an-ı Kerim’in övdüğü kul sınıfındadır. Rabbimiz cümlemize bu güzel özellikle bezesin. Tüm ehli irfana bu güzel hasleti nasip etsin. (Âmin)
Bu güzel haslet sahabenin kardeşlik şifresidir. Onların arasında ki ülfetin anahtarıdır. Nasıl mı?
Abdullah bin Abbas (r.a.), Efendimiz (s.a.v.)’den şöyle rivayet ediyor; “Nâdir oğulları savaşında Allah Resulü, ensâra hitaben; “Eğer isterseniz, mallarınızı ve evlerinizi muhacirlerle bölüşürsünüz, bu ganimette de onlara ortak olursunuz, isterseniz evleriniz ve mallarınız sizin olur, bu ganimette onlara ortak olmazsınız.” Buyurdu
Ensar ise; “Hayır Ya Resûlullah, biz mallarımızı ve evlerimizi onlarla bölüşürüz, ganimeti de onlara tahsis ederiz, ortak olmayız.” dediler. Onların bu fedakâr ve örnek davranışlarına karşılık olarak, Yüce Mevlamız Haşr Süresinin 9. ayetini indirdi ve şöyle buyurdu;
“Kendileri ihtiyaç içerisinde olsalar bile, kardeşlerini kendilerine tercih ederler.”
“Hakiki pehlivan, güreşte rakibini yenen değil, öfke anında öfkesini yenendir.” buyuruyor. Onun için öfke ile kalkıp zararla oturmamalıyız. Eğer ferasetli davranmaz isek öfkemizi yenmez isek, çok büyük hataların yapılmasına, onarılması mümkün olmayan yıkımlara vesile oluruz.
Rabbimiz bir ayetinde şöyle buyuruyor; ”De ki; Allah’ın lütfu ve rahmetiyle sevinsinler, bununla neşelensinler” Yunus 10/58
"Bir gün hazreti Fahri Kâinat (s.a.v.) ile hazreti Ali (r.a.) beraberce hurma yemekteydiler. Hazreti Ali (r.a.) Allah Resulü (s.a.v.)'e bir latife, şaka yapmak istemiş, ve yediği hurmaların çekirdeklerini Allah Resulü (s.a.v.) görmeden onun önüne koyar. Hurmalar bitince der ki: "Ya Rasûlallah, ne kadar çok acıkmışsınız, bütün hurmaları siz yemişsiniz. Bak, ben hiç yememişim!" Allah'ın Resulü bu latifeye güzel bir latife ile karşılık verir ve şöyle der: "Ya Ali, sen benden daha çok acıkmışsın, zira bak hurmaları sen çekirdekleri ile yemişsin."
"Erkek kadın, her kim mümin olarak iyi bir amel işlerse, muhakkak ona hoş bir hayat yaşatacağız." (Nahl16/97)
"Kötülüğü en güzel iyilik ile uzaklaştır; o vakit seninle arasında bir düşmanlık bulunan kimsenin yakın bir dost olacağını göreceksin." (Fussület 41/34)
"Onlar kâfirlere karşı sert, bir birlerine karşı merhametliler." (Fetih 48/29)
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Peygamber olmadan önce Mekke’de en güvenilir, en dürüst ve en emin kimse idi. Mekke’li müşrikler bütün değerli emanetlerini Allah’ın Resulu’ne emanet ediyorlardı. Zira fahri kainat Efendimiz’in o zaman ki lakabı Muhammed’ül Emin di.
Yüce dinimiz İslam, bütün insanları insanca yaşatmak için Rabbimiz tarafından gönderilen İlahi bir dindir. Bu amaca ulaşmak için dinimiz bir takım kural ve kaideler koymuştur. Bu koyulan kural ve kaideler evrenseldir. Yani her asırda ve her zaman diliminde, her yerde ve mekanda insanların muhtaç olduğu kural ve kaidelerden oluşmaktadır. İşte bu evrensel ilkeleri biz ehli İrfanda bulunmasi gerekli olan özellikler isimli sohbetlerimiz'de topladık. İlk on özelliklerin sıralanmış hali:
1. Tevazu sahibi olmak
2. Kötülükleri ve çirkinlikleri, güzelliklere çevirmek
3. Diğergamlık
4. Af edici olmak
5. Tebessüm ehli olmak
6. Şaka ve latife de ölcülü olmak
7. Kanaatkâr olmak
8. Tartışmayı, çekişmeyi ve kavgayı önleyen
9. İnsanlar ile iyi geçinmek
10. Sıdk olmak
Allah bizleri bu güzel özellikler ile süslesin, bizleri İrfan meclisinden ayırmasın. Bizleri Kur'an ve sünnet caddesinde yürüyenlerden, hep istikamet üzere yaşayanlardan, cümlemizi tevazulu olanlardan eylesin, kötülükleri güzelliklere çevirenlerden eylesin, yaratılanı yaradandan ötürü sevenlerden eylesin bizi, bizleri affedici ve hata ve kusurları bağışlayanlardan eylesin, cümlemizi iyilerden, salihlerden eylesin. Rabbimiz bu güzel vasıfları bizlere nasip etsin, cümlemizi Efendimiz s.a.v.’in ahlakı ile ahlaklandırsın. Allah cc. cümlemizi sevdiği hizmetinde kullansın ve rahmetinden ayırmasın. Rabbimiz, cümlemize yar, cennet, cümlemize diyar olsun.
Selam ve Dua ile..
Hizmetkar 10.07.2014