ziyaretci sayacı


Aktif :
Bugün :
Toplam :
Anasayfa
Ehli İrfanda Bulunması Gereken Özellikler

Ehli İrfanda Bulunması Gereken Özellikler

Bismillahirrahmanirrahim...

Rahman ve Rahim olan hazreti Allah (c.c.)’ın adıyla başlarım...

Pek aziz ve muhterem kardeşlerim;

Bu hafta ki sohbetimizde bir Ehli İrfanda bulunması gereken özelliklerden bahsedeceğiz. Ehli İrfan daima Kur'an ve sünnetin yolunun yolcusu olmalı ve istikamet üzere bu yolda yürümelidir. Daima hazreti Peygamber (s.a.v.) Efendimizi kendisine rehber edinmeli ve o'nun hayatını, hayat nizamı yapmalıdır. Salihlerin adet ve erkânları ile yolunu daima aydınlatmalıdır. Eğer pusulamız Kur'an ve sünnet olursa, yönümüz daima Allah'ın rızasına doğru gider. Bindiğimiz gemi, Kur'an ve sünnet gemisi olursa, kaptanımız hazreti piri Geylani (k.s.) olursa, o gemi bizi cennet sahiline mutlaka çıkarır. Eğer ki pusulamız nefsimiz, kaptanda şeytan olursa, o vakit ancak bizi cehenneme götürür. Onun içindir ki, Piri Geylaninin (k.s.) evladı olan bizler Allah'ın rızasına talibiz, bu rızaya ulaşmak o kadar kolay değil, sünnete ve Kur'an'a harfiyyen uymaya bağlı. Üzerimize alabilmemiz daha kolay olması münasebetiyle, işlemiş olduğumuz, Kur'an ve sünneti ölçü olarak aldığımız, ehli İrfanda olması gereken özellikleri kısa ve öz olarak sıraladık. Rabbimiz tesirini halk etsin, bizleri anlattıklarıyla, sizleride dinledikleriyle amel eden kullarından eylesin İnşallah.

  • Sevgili kardeşlerim bir ehli irfanda bulunması gerekli olan birinci özellik “tevazu“, engin gönüllü olmaktır.Bir ehli irfan tevazudan, engin gönüllükten daha güzel bir ahlak elbisesi giymemiştir. Zira kim de tevazu ve hikmet bulunursa o iki cihan saadetini elde etmiş olur. Tevazu, alçak gönüllülük bir ahlaki erdemdir, bu erdem bu ahlak bu yola intisab eden bütün ehli irfanda bulunma zorunluluğu vardır. Eğer bizler ihsan makamına çıkmak arzusunda isek o vakit alçak gönüllü olmak zorundayız. Bu güzel yolun olmazsa olmaz şartlarındandır.

Zira Allah Resulü (s.a.v.) efendimiz bir hadişi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır;

“Tevazunun başı karşılaştığın kimseye ilk önce selamı senin vermendir. Selam verenin selamını almandır. Bir mecliste oturur iken en arkaya oturmaya razı olmaktır. Övülmeyi, methedilmeyi, iyi görülmeyi istememektir.”(buhari edep)

  • Sevgili kardeşlerim bir ehli irfanda bulunması gereken ikinci özellik ise kötülükleri ve çirkinlikleri güzelliklere çevirmek ve insanların sıkıntılarına katlanmak. Bir ehli irfan, güzel ahlakta hazreti peygamber (s.a.v.)’e uymak, onun sünnetini harfiyen yapmak zorundadır; zira ehli irfan farklıdır ve bu farkı da insanlara örnek olmaktır. Bakınız Allah’ın Resulü bu konuda en büyük örnek, en büyük rehberdir;  hayatının her alanında insanların eziyetine katlanmış hatalarını daima affetmiş insanların ayıplarını asla yüzlerine vurmamıştır.

Efendimiz çirkinlikte bile bir güzellik bulmuştur. Şöyle ki:

“Bir gün ashabı ile bir yerden geçiyorlardı, çok kötü kokan bir köpek leşi gördüler. Ashâb, burunlarını tıkayarak “Ne kadar kötü kokuyor, Ey Allahın Resulü.” dediklerinde ise Efendimiz s.a.v. onlara tarih sayfasına altın harflerle yazılacak şu sözü söylemiştir: “Ne güzel dişleri var.”

  • Sevgili kardeşlerim,  bir ehli irfan bulunması zorunlu olan üçüncü özellik ise “Başkasını nefsine tercih etmektir.” Yani diğergamlıktır.Kardeşlerim,

Bu çok güzel bir haslettir, çok güzel bir ziynettir, çok güzel ahlaktır. Bir ehli irfanda bulunması halinde, Kur’an-ı Kerim’in övdüğü kul sınıfındadır. Rabbimiz cümlemize bu güzel özellikle bezesin. Tüm ehli irfana bu güzel hasleti nasip etsin. (Âmin)

Bu güzel haslet sahabenin kardeşlik şifresidir. Onların arasında ki ülfetin anahtarıdır. Nasıl mı?

Abdullah bin Abbas (r.a.),  Efendimiz (s.a.v.)’den şöyle rivayet ediyor; “Nâdir oğulları savaşında Allah Resulü, ensâra hitaben; “Eğer isterseniz, mallarınızı ve evlerinizi muhacirlerle bölüşürsünüz, bu ganimette de onlara ortak olursunuz, isterseniz evleriniz ve mallarınız sizin olur, bu ganimette onlara ortak olmazsınız.” Buyurdu

Ensar ise; “Hayır Ya Resûlullah, biz mallarımızı ve evlerimizi onlarla bölüşürüz, ganimeti de onlara tahsis ederiz, ortak olmayız.” dediler. Onların bu fedakâr ve örnek davranışlarına karşılık olarak, Yüce Mevlamız Haşr Süresinin 9. ayetini indirdi ve şöyle buyurdu;

“Kendileri ihtiyaç içerisinde olsalar bile, kardeşlerini kendilerine tercih ederler.”

  • Sevgili kardeşlerim bir Ehli İrfan’da bulunması gereken dördüncü önemli vasıf ise şudur; “Affedici olmak, hata ve kusurları bağışlamak” Bir Ehli İrfan, daima hataları affetmeli, kusurları görmezden gelmelidir. Hazreti  Mevlana ne güzel buyurmuş; “ Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.” diye. Elbette ki, hepimizin çeşitli hata ve kusurlarımız var. Bu hata ve kusurları daima iyilikle ve güzellikle savmalıyız. Allah Resulü s.a.v.’in ashabı bu meselelerde nasıl yapmış ise, biz de öyle yapalım. Biri bize bir yanlış yapar ise biz de ona aynı yanlışla karşılık vermemeliyiz. Eğer öyle yaparsak, bizim Ehli İrfan olmamızın bir anlamı olmaz. Allah Resulü s.a.v.:

 “Hakiki pehlivan,  güreşte rakibini yenen değil, öfke anında öfkesini yenendir.” buyuruyor. Onun için öfke ile kalkıp zararla oturmamalıyız. Eğer ferasetli davranmaz isek öfkemizi yenmez isek, çok büyük hataların yapılmasına, onarılması mümkün olmayan yıkımlara vesile oluruz.

  • Bir ehli irfanda bulunması gereken özeliklerden beşinçiside “Güler yüzlü tebessüm ehli olmaktır.” Ehli irfan daima sünnete uymalı ve tebessüm ehli olmalıdır. Sadece halvette ağlamalı, günahlarına nedamet duymalıdır. Diğer vakitlerde, yani insanların arasında iken neşesini, sevincini daima taze tutmalıdır. Zira kalpteki İslam neşesi, Peygamber s.a.v. sevgisi Allah dostlarının muhabbeti yüzüne yansımış olmalıdır. Onun yüzündeki bu neşe, sevinç onun imanının bir eseridir. Bir ehli irfan müminlere karşı daima güler yüzlü, tebessüm ehli, tatlı dille hoş sözlü olmalı, kâfirlere din düşmanlarına karşı ise gayet heybetli, vakarlı onurlu,  bir duruş sergilemelidir.

Rabbimiz bir ayetinde şöyle buyuruyor; ”De ki; Allah’ın lütfu ve rahmetiyle sevinsinler, bununla neşelensinler” Yunus 10/58

  • Sevgili kardeşlerim, bir ehli İrfanda bulunması gereken altıncı özellik "Şaka ve latifelerde hazreti Peygamber (s.a.v.) Efendimizin sünnet ölçülerine uymasıdır". Zira eğer bu ölçüye dikkat etmez ise karşımızdaki insanları incitir, kırar ve üzeriz. Onun içindir ki, yaptığımız şakanında, latifeninde bir ölçüsü olması lazımdır. Bu ölcüyü bize Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) hayatında ki binlerce örnekler ile göstermektedir. O örneklerden bir tanesi:

"Bir gün hazreti Fahri Kâinat (s.a.v.) ile hazreti Ali (r.a.) beraberce hurma yemekteydiler. Hazreti Ali (r.a.) Allah Resulü (s.a.v.)'e bir latife, şaka yapmak istemiş, ve yediği hurmaların çekirdeklerini Allah Resulü (s.a.v.) görmeden onun önüne koyar. Hurmalar bitince der ki: "Ya Rasûlallah, ne kadar çok acıkmışsınız, bütün hurmaları siz yemişsiniz. Bak, ben hiç yememişim!" Allah'ın Resulü bu latifeye güzel bir latife ile karşılık verir ve şöyle der: "Ya Ali, sen benden daha çok acıkmışsın, zira bak hurmaları sen çekirdekleri ile yemişsin."

  • Sevgili kardeşlerim, ehli İrfanda bulunması gereken yedinci özellik ise kanaatkâr olma özelligidir. Bir ehli İrfan daima kanaatkâr olmalıdır, aza kanaat etmeli. Ona verdiği bütün nimetlere şükretmeli, hamd etmelidir. Zira kanaat etmemek, Rabbimizin bizimle ilgili yaptığı taksimata razı olmamak demektir. Yani: "Ya Rabbi, Sen bu taksimatı yapmışsın ama ben bunu beğenmiyorum." demektir. Bu Rabbimize karşı küstahlık, saygısızlık, isyankarlık demektir. Allah cc. bu hallerden bizleri korusun. Rabimiz kelamı kadiminde şöyle buyurur:

"Erkek kadın, her kim mümin olarak iyi bir amel işlerse, muhakkak ona hoş bir hayat yaşatacağız." (Nahl16/97)

  • Sevgili kardeşlerim, ehli İrfanda bulunması gereken sekizinci özellik ise hiç kimse ile tarışmaya, cedelleşmeye, çekişmeye girmemesidir. Bazı manevi hastalıklar var, eğer bu hastalıklar tedavi edilmez ise, bütün emeli salihlerimizi boşa çıkaracaktır. Onun içindir ki, bir ehli İrfan kimseyi kırmamalı, kimseyi incitmemeli ve en önemlisi kimse ile tartışmaya girmemelidir. Zira ehli İrfan hazreti Piri Geylani'nin evladıdır. Ayna görevi görmek sorundadır, örnek olmak mecburiyeti vardır. Tartışan değil, tartışmayı önleyen, kavga eden değil, kavgayı muhabbete dönüştüren, nefret eden değil, nefreti ülfete dönüştüren, kin tutan değil, kin tutanları barıştıran, küs olan değil, küs olanların arasını bulandır.Zira bu görevi bize hazreti Allah cc. Kur'an-ı Kerim'de şu şekilde tarif ediyor:

"Kötülüğü en güzel iyilik ile uzaklaştır; o vakit seninle arasında bir düşmanlık bulunan kimsenin yakın bir dost olacağını göreceksin." (Fussület 41/34)

  • Sevgili kardeşlerim, bir ehli İrfanda bulunması gereken dokuzuncu özellik ise insanlar ile iyi geçinmek. Bu özellikde güzel önderimiz Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ashabını nasıl eğittiğine, nasıl yetiştirdiğine, nasıl gökteki yıldızlar gibi iltifatına mashar olduklarına bakmalıyız. Onları yıldızlaştıran sebeblere sarılmalıyız. Onları yıldızlaştıran önemli bir haslet, onların yani ashap (r.a.) efendilerimizin bir birileri ile çok iyi geçinmeleridir. Zira yüce Rabbimiz bu konuda Allah Rasulü (s.a.v.) ve ashabını Kur'an-ı Kerim'de şöyle nitelendiriyor:

"Onlar kâfirlere karşı sert, bir birlerine karşı merhametliler." (Fetih 48/29)

  • Kıymetli kardeşlerim, bir ehli İrfanda bulunması gereken onuncu özellik ise Sıdk olmasıdır, yani dürüst, emin ve güvenilir olmasıdır. Bizler hazreti Gavsu’l Azam’ın evlatlarıyız. Bu dürüst, güvenilir ve emin olmak Rabbimiz (c.c.)’den bize İlahi bir emir, hem de Allah Resulu (s.a.v.)’nun sünneti, hem de Sultanımız Gavsu’l Azam (k.s.)’ın bir vasiyetidir. Sağlıklı bir toplumun oluşmasında o toplumu oluşturan fertlerin bu ahlaki değerle ziynetlenmesi çok önemli bir zaruridir.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Peygamber olmadan önce Mekke’de en güvenilir, en dürüst ve en emin kimse idi. Mekke’li müşrikler bütün değerli emanetlerini Allah’ın Resulu’ne emanet ediyorlardı. Zira fahri kainat Efendimiz’in o zaman ki lakabı Muhammed’ül Emin di.

Yüce dinimiz İslam, bütün insanları insanca yaşatmak için Rabbimiz tarafından gönderilen İlahi bir dindir. Bu amaca ulaşmak için dinimiz bir takım kural ve kaideler koymuştur. Bu koyulan kural ve kaideler evrenseldir. Yani her asırda ve her zaman diliminde, her yerde ve mekanda insanların muhtaç olduğu kural ve kaidelerden oluşmaktadır. İşte bu evrensel ilkeleri biz ehli İrfanda bulunmasi gerekli olan özellikler isimli sohbetlerimiz'de topladık. İlk on özelliklerin sıralanmış hali:

1.     Tevazu sahibi olmak

2.     Kötülükleri ve çirkinlikleri, güzelliklere çevirmek

3.     Diğergamlık

4.     Af edici olmak

5.     Tebessüm ehli olmak

6.     Şaka ve latife de ölcülü olmak

7.     Kanaatkâr olmak

8.     Tartışmayı, çekişmeyi ve kavgayı önleyen

9.     İnsanlar ile iyi geçinmek

10.  Sıdk olmak

Allah bizleri bu güzel özellikler ile süslesin, bizleri İrfan meclisinden ayırmasın. Bizleri Kur'an ve sünnet caddesinde yürüyenlerden, hep istikamet üzere yaşayanlardan, cümlemizi tevazulu olanlardan eylesin, kötülükleri güzelliklere çevirenlerden eylesin, yaratılanı yaradandan ötürü sevenlerden eylesin bizi, bizleri affedici ve hata ve kusurları bağışlayanlardan eylesin, cümlemizi iyilerden, salihlerden eylesin. Rabbimiz bu güzel vasıfları bizlere nasip etsin, cümlemizi Efendimiz s.a.v.’in ahlakı ile ahlaklandırsın. Allah cc. cümlemizi sevdiği hizmetinde kullansın ve rahmetinden ayırmasın. Rabbimiz, cümlemize yar, cennet, cümlemize diyar olsun.

Selam ve Dua ile.. 

Hizmetkar 10.07.2014

Seyyid Muhammed Karamani ks Kimdir?
Hava Durumu
Ziyaretçilerimizden Gelen Mesajlar
Kayıtlı Video Bulunmamaktadır.
tarih
Hakkımızda

Hakkımızda
Misyon
Vizyon
İletişim

Telefon : 05446885258

Adres : İmaret Mah. 154. Sokak 7/1 Merkez KARAMAN
© Copyright 2012 Her Hakkı Saklıdır
Proteks Bilisim Teknolojileri
Aktif :
Bugün :
Toplam :