Bismillahirrahmanirrahim.
Elhamdülillahi Rabbil Âlemin, Vessalatü Vesselamü Ale Muhammedinil-Emin Ve Ala Alihi Sahbihi Ecmain.

Kıymetli Kardeşlerim!

Kıyamet alametlerinin açık bir şekilde görüldüğü, bin türlü çıkmazların içine girildiği ahir zamanda yaşamaktayız. Her şeyin sahtesi, yahut halk tabiriyle “Çin malı” versiyonunun çıktığı bir dönem bu. Dolayısıyla âlimlerin de maalesef ki sahtesi çıkmaktadır. Belki bu âlimler Çin’de yetişmiş değildir. Kendi memleketimizin adamıdır.  Hatta bu ümmetin zekât veya sadakalarıyla okumuş fakat ümmetin başına bela olabilmektedir. Allah sayılarını bitirsin!

Kardeşlerim!

Özellikle günümüzde yaygınlaşan medya, televizyon gibi unsurlar, İslami meselelerin halk önünde tartışılmasına sebep olmuştur. En basitinden bir teravih meselesi bile, günlerce televizyonlarda tartışılabiliyor, ümmetin arasına fitne sokulabiliyor. Peki, biz ümmetin, çoğalan fakat kalitesi düşen bir kısım âlimlere bakışımız hangi ölçüde olmalıdır? Hangisinin sözü dinlenmeli, hangisinden ateşten kaçar gibi kaçmalıdır?

1- Takip ettiğimiz âlim nerde eğitim görmüştür? Bu mesele çok önemlidir kardeşler. İngiltere’de filan üniversitede Hıristiyan papazlarından İslam’ı öğrenmiş ve bize kendini âlim olarak tanıtan kişilerden uzak durmalıyız. İslam sadece Müslümanlardan öğrenilir. Hıristiyan papazından öğrenilen İslam sulandırılmış, cihadsız bir İslam’dan öteye geçmez. O Allah Rasulünün getirdiği İslam değildir.

2-  Müslüman ülkesi bile olsa, acaba o eğitim gördüğü ülke Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat itikadında mıdır? Kardeşler, bu gün ümmet arasında en çok fitneye sebep olanlar, ehl-i sünnet olmayan fırkalardır. Hatta bir Hıristiyan’dan veya siyonizmden daha fazla zarar vermektedir. Dolayısıyla takip ettiğimiz âlimin Sünni bir ülkede, Sünni bir okulda okuyup okumadığını da bilmemiz lazım.

3- Acaba bu âlim hangi dalda iyidir veya kötüdür? Her âlim bütün İslami ilim dallarında iyi olmayabilir. Çünkü hayat kısadır, ilim çoktur. Bir İslam âlimi de mesela fıkıh dalında, hadis dalına oranla daha ileri de olabilir. Her âlimi en iyi olduğu dala göre takip etmeliyiz.

4- Her âlimin bizim gibi insan olduğunu, alınılabilir veya alınamaz yönlerinin olduğunu bilmeliyiz. İslam’da körü körüne bağlanmak yoktur. Allah Rasulü dışında her âlim tenkid edilebilir, görüşleri alınabilir veya alınamaz. Bütün âlimler bizim için değerlidir fakat insaf sınırları içinde, Kur’an-ı Kerim ve Sünnet ışığında eleştirilebilir. Yanlıştan beri değildir hiç kimse. Şuna dikkat edilmelidir ki; bir âlimi ancak başka bir âlim tenkid edebilir. Cahillerin boş safsatalarıyla bu iş olmaz.

5- Bu âlim hangi hocalardan ders almıştır? Eğer hocalarının arasında bir tane bile bidat ehli, mezhepsiz, batıl fırka ehli varsa o âlime çok dikkat etmek lazım. Çünkü on ciltlik bir kitabının içinde insanı imansız götürecek bir kelime çıkma ihtimali oldukça fazladır.

6- Bu âlim ilmini niçin öğrenmiştir ve şu an ne gibi faaliyetler içindedir? Eğer birisi İslami ilimleri diyanette veya filanca kurumda kadrolu iş bulma amacıyla öğrenmişse, Allah muhafaza daha yüksek meblağda bir para için dinini satabilme ihtimali vardır. Bu âlimler uyarılmalı, takip edilmemeli, kurtuluşları ve niyetlerinin hak üzere olması için dua edilmelidir. İlmiyle amel edip etmediği veya öğretip öğretmediği önemlidir. İlim depolamak için değildir. Yaşamak ve öğretmek içindir.

7- Görüşleriyle fitne mi çıkarıyor, yoksa mevcut bir fitneyi mi önlüyor?

8- Ziyaretine daha çok kimler geliyor? Toplumun saygın âlimleri mi, yoksa bidat ehli, tekfirci, ümmeti birleştirme adı altında ehl-i sünnetten taviz verenler mi? Herkes çevresine göre değerlendirilir kardeşler. Sıradan bir insan da böyledir bir âlim de. Ehlisünnet müdafii bir âlimin yanına kolay kolay bidat ehli sapkın biri gelmeyeceği gibi, sapkın birinin yanına da kolay kolay ehlisünnet bir âlim gitmez. Gidilse de ancak uyarmak için gidilir.

Aziz Müslümanlar!

Burada birkaç maddede takip edilmesi gereken, bir âlimin vasıflarını saymaya çalıştık. Pazardan karpuz alırken gösterilen titizlik, keşke âlimler konusunda da gösterilseydi de ümmet bu hale gelmeseydi.  Şahsi olarak hiçbir âlimle alıp veremediğim yoktur. Sözüm geneledir.

Rabbimiz Kur’an’a ve Allah Resulüne harfiyen uyan âlimlerden bizi ayırmasın. Rabbimiz, ümmet olarak Ehl-i Sünnet çatısında bizleri birleştirsin inşallah…

Ali ARLI

İrfan Meclisi Neşriyat Kurulu Üyesi

22/04/2015