Rahman ve Rahim olan Yüce Allah’ın adıyla
Hamd âlemleri yoktan var eden Yüce Rabbimiz Hazreti Allah cc ‘a, salat ve selam Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) ve O’nun aline, ashabına ve tüm inanların üzerine olsun.
Pek aziz ve kıymetli kardeşlerim,
Yüce Rabbimiz kuranı kerim de şöyle buyuruyor:
“Onlar, bir kötülük yaptıklarında, ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah’ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tövbe istiğfar ederler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlaya bilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülükler de, bile bile ısrar etmezler.” 1
Kardeşlerim,
Hiç birimiz günah işlemekten, hata yapmaktan beri değiliz. Her insan günah işleyebilir. Her kul hata ve kusur yapabilir. Zira insan demek unutan demektir. Yüce Mevlamız, bize günah işlediğimizde ne yapmamız gerektiğini, sohbetimin başında okuduğum ayeti celilede açık bir şekilde bildiriyor. Yani bir Müslüman, günah işlediği zaman, hemen Rabbinden özür dilemeli ve affını istemelidir. Zira dünyada bir kusur işlediğimiz zaman, birisine bir yanlış yaptığımız vakit hemen gidip ondan özür diliyoruz da, niçin Rabbimize karşı işlediğimiz günahlara özür dilemiyoruz.
Kardeşlerim,
Bizi Rabbimizden başka kim affedebilir ki; O’nun kapısından başka kapı var mı ki; gidelim. O’na bizi affet diyelim. Yok, ancak bizi yoktan var eden, her şeyimizden ve her yapıp ettiklerimizden, hatta kalbimizin derinliklerinde ki; düşündüklerimizden bile haberdar olan Rabbimiz affedebilir.
Öyleyse kardeşlerim, bilerek veya bilmeyerek işlemiş olduğumuz bütün günahlarımıza tövbe edelim. Bir dahi işlememeye söz verelim. Bakınız: Rabbimiz ayeti celide kullarından özel bir istirhamda bulunuyor ve buyuruyor ki;
“Onlar günah işlemekte ısrarcı olmazlar.”
Onun için biz de günahta ısrarcı olmayalım, tövbe ettik mi; bir daha o günaha dönmeyelim. Tövbemiz, tövbeyi Nasuh olsun. Horozun tövbe ettiği gibi tövbe etmeyelim. Bu gün tövbe edip yarın aynı günahı tekrar işlemeyelim.
Aziz kardeşlerim,
Bu konuda Resullerin En Mükemmeli Olan Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
“Kul bir hata işlediğinde, kalbinde siyah bir nokta belirir. Şayet o günahı terk eder, bağışlanma diler, tövbe edip Allah’a dönerse, kalbi cilalanır. Eğer bunları yapmaz günah ve hataya devam ederse, siyah nokta büyür ve neticede bütün kalbini kaplar.” 2
Kıymetli kardeşlerim,
-Ya Rabbi ben pişman oldum.!, diye bilmek çok önemlidir. Tövbe etmediğimiz günahlar, yarın kıyamet gününde karşımıza koca koca dağlar gibi çıkıverir. Onun için günlük derslerimiz de ki tövbelerimizi aksatmayalım.
Bakınız: Allah’ın Resulü (s.a.v.) Efendimiz gelmiş ve gelecek günahları affedildiği halde, niçin günde yüz defa Allah’a tövbe ederdi. Bizim böyle bir garantimiz mi var ki; tövbe etmeyim.
Kardeşlerim, şuna dikkat edelim! Halk arasında bir adama deriz ki; şu adam çok arsız, ne dersen de yine o bildiği yapar. Ne söylersen söyle, hiç kar etmez, çok yüzsüz birisidir diye. İşte günahta ısrarcı olmak ve tövbe etmemek Rabbimize karşı yapılmış bir küstahlıktır. Bir yüzsüzlüktür. Onun için sakın ha böyle bir hataya düşmeyelim. Günah arsızı olmayalım.
Aziz kardeşlerim,
Tövbe her derdin çaresidir. Nasıl ki vücudu yaralanmış bir hasta şifa bulunca, gönlü ve bedeni huzur buluyorsa, günahlarına tövbe etmiş, günah yükünden kurtulmuş bir kulda öyledir. Biriken gazlar yer altında sıkışıp ve patlayınca deprem meydana geliyorsa; yarın Rabbimizin huzurunda günah sahibine de biriken günahlar, deprem etkisi yaratır. Allah korusun. Bundan dolayıdır ki; tövbeyi ihmal etmeyim.
Kardeşlerim,
Tövbe etmek ruhu dinlendirir, kalbi cilalar ve gönlümüze huzur verir. Günlük yıkanan kimsede nasıl kir olmaz ise, günlük tövbe eden kimse de de günah kiri kalmaz. Hem de tövbe her derdin devasıdır. Evde hanımla bir sıkıntın mı var? Mutlaka bir günahın etkisinden dolayıdır; Hemen tövbe et. Borcun mu çok? Sen rızkının daralmasına vesile olan bir kusur işlemişsindir; Hemen tövbe et. İşlerin yolun da gitmiyor mu? Hemen tövbe et. İbadetlerinde sıkıntı mı var? Tövbe et. Sohbete mi gelemiyorsun? Virdini mi aksatıyorsun? Demek ki; seni bütün bu faziletli amellerden alı koyan bir günah işledin ki; seni böyle faziletli amellerden uzaklaştırmışlar. Onun için hemen tövbeye sarıl. Hocam benim kalbim daralıyor, ruhum sıkılıyor ve boğulacak gibi oluyorum diyorsan; İşte sana reçete. Hemen tövbe et. Ama tövbe ederken de samimi ol. Yalancıların tövbesinden olmasın.
Aziz kardeşlerim,
Karaman’ımızın manevi mimarı, sultanımızın (K.S.) evladı Yunus Emre (k.s.) Hazretlerinin şöyle bir kıssası anlatılır;
Sultanımız Seyyid Abdulkadir Geylani (k.s.) Hazretlerinin oğlu Seyyid Abdurrezzak (k.s.) Halifesi ve Yunus Emre (k.s.) Hazretlerinin şeyhi olan Taptuk Emre (k.s.) Hazretleri Yunus Emre Hazretlerinin nefsinin terbiyesi için demiş ki; Evladım sen seyahat edeceksin. Git falan yerleri dolaş gel demiş.
Yunus Emre de (k.s.) bu emir üzerine seyahate çıkmıştı. Yunus Emre (k.s.) dolaştı, gezdi ve bir gün kendisine manevi olarak dön emri geldi. Şeyhinin yanına Karaman’a dönerken, bir yere geldi ve orda bulunan bir haneye misafir oldu. Misafir olduğu evde yatalak bir hasta vardı. Evin hanımı baktı: Bu misafir sıradan misafirlere benzemiyor, boş bir adam değil. Kocasına dedi ki: efendi: bu dervişe desende bizim bu hastamıza bir reçete yazsa.
Adam Yunus Emre’ye geldi, dervişim: Bizim yatalak bir hastamız var ve yıllardır yatar. Ona bir reçete yazsan olmaz mı? Yunus Emre (k.s.) da ev sahibine şöyle dedi:
“Ben doktor falan değilim, ama çok yer gezdim. Gezdiğim yerler de bir reçete duydum, her der de ilaçtır diyorlar. Ev sahibi Ey Yunus: O her derde deva olan ilaç nedir?.
Yunus Emre (k.s.) şöyle buyurdu:
“Tövbe kökünü istiğfar yaprağı ile kalp, gönül havanın da, tevhit tokmağı ile döveceksin, aşk ateşinde pişireceksin, muhabbet balına katıp, sabır ve kanaat parmağıyla sabah akşam yiyeceksin. Her derde devadır. 3
İşte kardeşlerim,
Her derdin devası tövbedir. Yunus’umuz (k.s.) bize bu hatırasıyla anlatmış oldu. İnşallah biz de böyle yapalım. Tövbe ederken bu usule göre tövbe edelim. Yüce mevlamız, cümlemizin tövbesini kabul buyursun. Günahlarımızı ve hatalarımızı bağışlasın, Kendisine layık bir kul, Habibine layık bir ümmet, Evliyasına layık bir evlat eylesin. Âmin.
Aziz kardeşlerim,
Efendimiz (s.a.v.) e bir adam gelerek Ya Resul Allah bana nasihat eder mi sin? Diye sorar: Efendimiz (s.a.v.) o kişiye şöyle cevap verir:
“Bir yanlış yaparsan veya bir günah işlersen, hemen arkasından bir hasene işle, hayırlı bir amel yap. “ Meleklerin mürekkebi kurumadan Allah’a tövbe et” 4
Yani kardeşlerim; olur ya! Bir hata işledik, Rabbimize karşı bir günah işledik. Onun ilk şartı hemen estağfurullah el azimdemektir. Ya Rabbi ben nefsime uydum, gaflete daldım, bir günah işledim; Deyip hemen özür dilemek, meleklerin yazdığı mürekkep kurumadan da bağışlanmamızı istemek ve o işlediğimiz günahın defterden silinmesini sağlamaktır.
Bakınız: Her Cuma hutbesinde imam efendiler, Bizleri tövbe etmemiz hususunda uyarırlar ve şu hadisi şerifi bize hatırlatırlar.
“Günahından tövbe eden hiç günah işlememiş kimse gibidir.” 5
Öyleyse kardeşlerim gelin, bu günden itibaren günahlarımızdan arınalım, hata kusurlarımızı onaralım, günahlarla yaranmış gönül yaralarımızı tövbe istiğfar merhemiyle saralım. Kalbimizi, gönül aynamızı istiğfar ederek, tövbe ederek cilalayalım. Kalp ay gibidir. Nasıl ki; hilali bulut kaplayınca aydınlık vermiyorsa, hilalin ışıkları kâinatı aydınlatmıyorsa, tövbe edilmemiş bir kalpte günah kirlerinden arınmaz ve Yüce Mevla’nın sırlarına vakıf olamaz.
Zira kalp Nazar gâh-ı ilahidir. “Yüce Allah’ın nazar ettiği merkezdir.”onun için bu merkezi temiz tutalım günahlarla kirletmeyelim.
Allah’ım bize dünyada da, ahirette de, iyilikler ve güzellikler ihsan eyle. Bizi, ana babamızı ve bütün müminleri bağışla. Ahir ve akıbetimizi hayırla neticelendir. Son nefesimiz de kelimeyi şahadet ile çene kapamayı nasip eyle. Âmin.
Selam dua ile.
Hizmetkâr 07.05.2015
Dipnotlar
1-Ali İmran/135
2-Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 83.
3-Evliya Menkıbeleri
4-Ramuzul-Ehadis
5- İbni Abbas (r.a.) Tirmizi, Buhari
İrfan Meclisinden Damlalar 2015