Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Hamd, âlemleri yoktan var eden, Hazreti Allah cc ‘a Salat ve Selam Resullerin en mükemmeli Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa –sallâllâhu aleyhi ve sellem–e Selam Onun aline, ashabına, ahbabına, ve tüm ümmeti Muhammed’e.
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim,
Rivayet edildiğine göre, hükümdarın biri, dillere desten muhteşem bir saray yaptırmış. Öyle ki; her odası ayrı bir güzellik, ayrı bir sanat eseri olmuş. O devirde bulunan ustalar, sanatkârlar sanatını adeta konuşturmuşlar.
Kısacası, sarayın güzelliği anlatmakla bitirilemezmiş.
Hükümdar, bir gün veliyullahtan bir zatı yaptırdığı bu saraya davet etti. Davete icabet edip saraya teşrif eden bu mübarek misafirine, sarayın her tarafını kemali edeple gezdirdikten sonra, niyetini şu sözlerle anlattı.
Muhterem Efendim;
Sarayımı nasıl buldunuz? Bu hususta ki görüşlerinizi almak isterim.
Hükümdarın bu sorusuna karşılık o Allah dostu şöyle der;
Sultanım: sarayınız dünya bakımından çok ihtişamlı, çok güzel tam bir sanat eseri. Ustalar ve sanatkârlar bütün hünerlerini sergilemişler. Her şey mükemmel olmuş dedi ve ilave etti.
Sultanım, sadece bir eksiği var dedi;
Bu cevabı hiç beğenmeyen hükümdar, çok şaşırdı ve hayretle dedi ki;
Allah Allah Efendim bu sarayın eksiği nedir. Diye sordu?
O büyük veli şöyle bir tefekkür etti ve şöyle bir cevap verdi;
“Bekası yok.” 1
Aziz kardeşlerim,
Bu dünya senin olsa, Karun kadar zengin olsan, hanların, hamamların, sarayların olsa, bir gün bunların hepsinden ayrılmayacak mısın? Her fani gibi bu âlemden göç etmeyecek misin? “Küllü nefsin zaigatül mevt” sırrı tecelli etmeyecek mi? Her fani gibi sende toprak olmayacak mısın? Evet biz de toprak olacağız, bu fani dünyadan göç edip gideceğiz. Elli sene önce bu dünyada yoktuk, elli sene sonrada olmayacağız. Onun için gelin kendimize çeki düzen verelim, dünya bizi aldatmasın. Ölümü, hesabı, kabir’i, mizanı düşünelim. Görüyoruz ki; insanların bu fani olan dünyaya meyli ve tamahı iyice artmış, tul’i emel peşine düşer olmuşuz. Nedir bu dünya sevgisi, nedir bu, mal, mülk sevdası, nedir bu dünya namına hırslarımız, nedir bu kibir, nedir bu benlik enaniyetimiz. Ne zaman unuttuk bu dünyaya imtihan için geldiğimizi, ne zaman unuttuk fani olduğumuzu.
Kardeşlerim,
Musa (a.s.) döneminde olan bir hatırayı şöyle naklederler büyüklerimiz: Hazreti Musa’nın (a.s.) koyunları içerisinde öylesine güzel, öylesine bakımlı ve ihtişamlı yürüyen bir koç vardı. Onun bu halini gören Hazreti Musa (a.s.) koçun kulağına bir şeyler söyledi. O günden sonra her gecen gün o ihtişamlı koç zayıfladı bir deri bir kemik kaldı, hatta takatsiz bir duruma düştü. Bu duruma şahitlik eden bir kimse Hazreti Musa (a.s.)’a sordu: ya Musa ne söyledin ki koçun kulağına bu koç bu şekilde zayıfladı, bütün ihtişamını kaybetti.
Hazreti Musa şöyle cevap verdi :
Koçun kulağına dedim ki, Ey koç çok mağrur olma, çok kibirlenme, çok gururlanma çünkü “ölüm var.“ 2
“Eğer hayvanlar, insanlar gibi ölümün olduğunu bilselerdi, insanlar onlardan semiz bir et yiyemezlerdi.” Hadisi unutmayalım.
Kıymetli kardeşlerim,
Son birkaç yıldır üzülerek görüyoruz ki, insanların dünyaya meyli artmış. Dünya telaşesi artmış. İnsanlar, öylesine bu dünyaya kapılmış ki âdete sarhoş olmuşlar. Karşı dairedeki komşusu ölmüş, adamın iki ay sonra haberi olmuş. İnsanlar bu denli dünyaya meyli artmış. Oysa “ Dünyanın süsü, debdebesi, sizi aldatmasın” 3 buyuruyor, Fahri Kâinat –sallâllâhu aleyhi ve sellem– Efendimiz. Onun içindir ki, dünya bizi aldatmasın. Bu dünyada gölgesini kovalayan adam gibi olmayalım.
Hazreti Mevlana’mız (k.s.) şöyle buyuruyor bu konuda;
Ey derviş , ey sufi, ey salik, aynada ki son nakşa bak!!!
Bu güzelliğin ihtiyarlığındaki, çirkinliğini ve bir binanın harabe haline geleceğini düşün de, aynada ki yalana aldanma. 4
Aziz kardeşlerim,
Ne tuhaftır ki, insan birkaç gün misafir olarak bulunduğu bu dünyada kendini aldatır. Her gün cenaze sahneleri seyrettiği halde, ölümü kendisine uzak görür.
Kendisini kaybedilmesi her an muhtemel olan fani emanetlerin daimi sahibi sanır.
Halbuki insan, ruhuna ceset giydirilerek dünyaya gönderildiğinde, artık o bir ölüm yolcusu demektir.
Selam ve dua ile..
Hizmetkâr 15.07.2015
Dipnotlar
1. Tabaka tül Kübra/ İmamı Şarani (k.s.)
2. Ruhul Beyan tefsiri/İsmail Hakkı Bursevi k.s.
3. Taç Tercümesi
4. Mesnevi Şerif/Hazreti Mevlana Celaleddini Selçuki k.s.
İrfan Meclisi Cuma Sohbetleri / 2015
