Rahman ve Rahim olan Allah cc adıyla
Hamd alemleri yoktan var eden Yüce Allah cc, Salat ve selam O‘nun Habibi Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem), Selam O’nun tertemiz ehlibeytine, ashabına, ahbabına, ahyarına ve tüm ümmetine..
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim,
Bir gün Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabı ile (radıyallahu anh ) oturuyorlardı. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) onlara hitaben şöyle buyurdu:
-İmanınızı yenileyin!
Sahabeyi kiram sordular: Ey Allah’ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) ! İmanımızı nasıl yenileyeceğiz?
Hazreti peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular:
“La ilahe illallah” sözünü çok söyleyerek. 1
Kardeşlerim;
İmanımızın kemal bulması, bizim imanımızın tadına varmamız için, bazı dikkat etmemiz gereken hususlar vardır. Ehli irfanın imanını zedeleyici bütün hal ve hareketlerden kaçınması lazım gelir. Bunun yanında, imanını ziyadeleştirecek bütün hayırlı amelleri de yapmaya gayret eder. Bu konuda Enes bin malik (radıyallahu anh ) Hazretlerinden gelen bir rivayette Resullerin en mükemmeli olan Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), imanımızı neyin zedeleyeceğini bize şöyle beyan buyuruyor;
“Şarkı, oyun, eğlence kalpte nifakı, (münafıklığı) büyütür, nasıl ki; şu otu büyütüyorsa’ nefsim yedi kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, kuran ve zikir kalpte imanı büyütür. Tıpkı suyun otu büyütmesi gibi.” 2
Aziz kardeşlerim;
Bir Müslüman bu konuda çok dikkatli olmalıdır. İmanını zedeleyecek her türlü eylemden uzak durmalıdır. Eğer bugün bizler, yaptığımız ibadetlerden feyz alamıyorsak, işte sebebi imanımızı zedeleyici hal ve hareketlerde bulunmuş olduğumuzdandır. Allah cc gıybet etme der; gıybet edersin, haram yeme der; yersin, yalan söyle der; söylersin, harama bakma der; bakarsın, zina etme der; edersin, her türlü haramı işlersin. Sonra da yav hiç işim rast gelmiyor, yaptığım hiçbir ibadetten feyz alamıyorum. Namaz kılmak içimden hiç gelmiyor, sohbete gitmek hiç İçimden gelmiyor, dersin.
Aslında sana şevk veren, neşe veren, seni Allah’ın razı olduğu amelleri işlemeye sevk eden, iman neşeni zedelemişsin. Senin uydu Kâbe ‘yi çekmiyor, yörüngesi bozulmuş, önüne engeller koymuşun, ilk önce onları bir kaldırmalısın ki; o vakit imanın kemale erer, yaptığın bütün ibadetlerden lezzet alırsın. Nasıl ki bir işyerinin kuralı kaidesi varsa, kişinin ibadetlerinde kuralı kaidesi vardır. Her ibadetin kendince bir lezzeti, bir tadı vardır. Onun tadını alabilmek için, Rabbimizin koyduğu kurallara dikkat etmelisin ki bu faziletlere erişesin. Örneğin kuranı kerimden lezzet almak feyz almak istiyorsun, ama dilin gıybet ediyor. Hem dervişlik taslıyorsun, hem de Ahmet’in Mehmet’in gıybetini yapıyorsun. Senin okuduğun kuran sana feyz verir mi, ki ebetteki vermez. Sen zikrediyorsun, tesbihat evrat ezkâr yapıyorsun ama kalbinden insanlar hakkında kötülük düşünüyorsun, insanları çekiştiriyor laf götürüp getiriyorsun, hiç senin zikrin sana fayda verir mi? Sen namaz kılıyorsun ama elinden ve dilinden insanlar rahatsız bu namaz sana fayda sağlar mı? Elbette ki sağlamaz. Onun için kardeşlerim bu konularda çok dikkatli olmalıyız.
Bir hadisi şerifte Resullerin en mükemmeli olan Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor:
“Bir kimse şu üç şeyi kendisinde toplarsa imanın hasletini toplamış olur.
1- Darlıkta infak
2- Rast geldiği Müslümana selam vermek
3- Kendi zararına da olsa adaletten ayrılmamak “ 3
Aziz kardeşlerim;
Bu hadisi şerifimizde Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bize imanın hangi ameller ile korunacağının şifrelerini veriyor.
Sadaka vermek çok önemli ama bu sadakayı kendisi ihtiyaç içerisinde iken verebilmek, yani yarım ekmeği varsa, Müslüman kardeşiyle bölüşebilmektir. Zaten böyle yaparsa kuranı kerimde Rabbimizin Ensar’ı övdüğü dereceye mazhar olur. Neydi o övgü “Kendileri ihtiyaç içerisinde olsalar bile, kardeşlerini kendilerine tercih ederler.” 4Rabbim cümlemizi Ensar’ın ahlakı ile ahlaklanan kullarından eylesin. Özetle kardeşlerim, imanımızı ziyadeleştirmek için sadaka vermeliyiz, hayır hasenatta bulunmalıyız, infak etmeliyiz.
Bir diğeri; İslam’ın nişanı Müslümanın parolası olan selamı vermek.
Ne yazık ki, bu asırda bu emrin ihlal edildiğini üzülerek görmekteyiz. İnsanların birbirine selam vermediğini, ancak tanıyorsa verdiğini görmekteyiz. Bu çok yanlıştır. Bir kimse Müslüman mı, evet o vakit tanımasan da selam vermelisin. Zira selam Müslümanın parolasıdır. Zira selam Müslümanların arasında sevgi ülfet muhabbetin artmasını sağlar. Sıkıntı, elem ve kederin azalmasına vesile olur. Aslında selam, ey kardeşim ben Müslümanım, benden sana zarar gelmez, bana güvenebilirsin demektir.
Üçüncü tavsiye; ise kardeşlerim, insanın kendi nefsine, ailesine, akrabasına, arkadaşına, velhasıl kim olursa olsun, her daim hak ve adaletin yanında olması da kişinin imanını ziyadeleştirir.
Bir ehli irfan, her daim hak ve adaletin yanında durmalıdır, bu oğlumdur, bu benim akrabamdır, bu benim arkadaşımdır, benim bu adamdan menfaatim var deyip, hak ve adaletten ayrılmamalıdır. Zira bir kişin gönlünde adalet duyguları körelirse, o hak ile batılı bir birine karıştırır. Onun içindir ki, ehli irfanın şiarı ne olursa olsun, hatta kendisi zarar bile görse, yine hakkı savunmalı, adaletin yanında olmalı kısacası dosdoğru olmalı.
Aziz kardeşlerim,
Bir de ehli irfanın imanın gelişmesi inkişaf etmesi, büyümesi ziyadeleşmesi için takvaya sarılması lazımdır. Haram bellidir, helal de bellidir, ikisi arasında kalan şüpheli şeylerden kaçmak ve yüce Rabbimizin ipine sımsıkıya sarılmak işte takvanın ta kendisidir. Takvalı olmak haram ve helalleri çok iyi bilmek ile olur bunun içinde ilim öğrenmek lazım gelir. Onun için ehli irfan ilme sarılmalı takvanın inceliklerini ilimle öğrenmeli ve yaşamalıdır.
Bir hadisi şerifte Resullerin en mükemmeli olan Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu konuya şöyle ışık tutuyor:
“İman çıplaktır. Elbisesi takva, süsü haya, sermayesi fıkıh ve meyvesi ameldir”. 5
Bir başka hadiste ise Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor:
İman ile amel bir karında şeriktirler (yani ortaktırlar) Allah Teâlâ biri olmayınca diğerini kabul etmez. 6
Bir diğer hadisi şerifte ise Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor:
Amellerin başında namaz gelir. İman demek namaz demektir. Kim ki namaz için kalbini boşaltır, (dünyalık şeylerden kalbini fesada uğratacak namazını ifsat edecek hallerden uzaklaşır) ve o namazı özen göstererek itina ile vaktinde ve sünnetine riayet ederek, uyarak yerine getirmekte devamlı olursa, işte o mümindir. İmanını büyültmüş ve muhafaza etmektedir. 7
Aziz kardeşlerim,
İmanın ziyadeleşmesi, hiç kimsenin senden incinmesi ve elinden ve dilinden zarar görmemesine bağlıdır. Zira bir hadisi şerifte Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu hakikati şu şekilde dile getiriyor”
Bir gün Efendimize soruluyor;
Ey Allah’ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) Müslümanların Allah katında hangisi daha üstündür?
Allah’ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) : Dilinden ve elinden diğer Müslümanların güvende olduğu, selamet bulduğu kişidir. Diye cevap verir. 8
Kardeşlerim,
Son birkaç hadisi şerifi sizlerle paylaşıp sohbetimi noktalamak istiyorum.
Bir hadisi şerifte efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor:
Allah aksırandan hoşlanır, esnemekten hoşlanmaz. Her hangi biriniz aksırdığı zaman: elhamdülillah desin. Böyle derse, bu sözü işitenlerin her birisine yerhamukellah demek düşer. 9
Bir diğer hadisi şerifimizde ise efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor;
“Ya Osman! Sana haber vereyim ki, şu Cebrail (a.s.) dır. Allahtan bana haber veriyor ki;” hiçbir mümin yoktur ki, arka arkaya üç kere aksırsın da onun kalbinde iman sabit olmasın.” 10
Aziz kardeşlerim,
Akıllı mümin, fırsat buldukça imanını tazeler ve onu ziyadeleştirmek için çaba harcar. Akıllı insan Allah’ın ipine sımsıkıya sarılır, hayatını kuranın ve sünnetin emrine göre yaşar. Zamanla öyle bir hale gelir ki, ibadetlerinde Allah’ı görür gibi ihlas ve takva ile yapar ve onun imanı en üstün derecelere ulaşır, kemale erer. Yüce Mevla’mız cümlemizin imanını kemale erdirsin. Amin
Selam ve Dua ile.
Hizmetkâr 26.02.2016
Dipnotlar
1. Hz Ebu Hüreyre (radıyallahu anh ) Ramuz s. 270/3
2. Hz Enes (radıyallahu anh ) Ramuz s.225/13
3. Hz Ammar (radıyallahu anh ) Ramuz s.262/2
4. Haşr 9/
5. Hz İbni Mes’ud (radıyallahu anh ) Ramuz s.193/7
6. Hz Ali (K.V.) Ramuz s.193/9. Tirmizi
7. Hz Ebu Said (radıyallahu anh ) Ramuz s.193/10
8. Hz Ebu Musa el Eşari (radıyallahu anh ) Tirmizi no:2763
9. Hz Ebu Hüreyre (radıyallahu anh ) Tirmizi no:2902
10. Hz Enes (radıyallahu anh ) Ramuz s.498/6
İrfan Meclisi Damlalar Serisi / 2016