Kardeşlerim!
Teknolojinin, haberleşmenin en ileri olduğu bir çağın Müslümanlarıyız. Allah resulü ve sahabe-i kiram efendilerimizin belki de hayalinden bile geçmeyen bir döneme denk geldi bizim hayat hikâyemiz. Artan bu nimetler, yeni yeni imtihan türlerini de karşımıza çıkarmaktadır elbette. Şeytan da buna bağlı olarak insanları nasıl Allah yolundan saptırırım onun planını yapmaktadır.
Kardeşlerim, imtihan hayatımızın her anındadır, Rabbimizin durmak bilmeyen kameraları olan melekler tarafından kayıt altına alınmaktadır. Yarın ahirette milyarlarca insanın gözü önünde tüm hayatımız tıpkı bir sinema filmi gibi bize seyrettirilecek. Hani arkadaş ortamında, toplantılarda “Hayatımı anlatsam film olur.” gibilerinden bol keseden atıyoruz ya, unutmayalım ki, hayat filmimiz zaten çekiliyor. Acaba izlemeye yüzümüz var mı? Ya da şöyle sorayım. Düşünün ki birisi bir günümüzü yanlışıyla doğrusuyla kameraya kaydetti ve akşam oturup ailecek seyredeceğiz. Akşam olduğunda bunu en yakınlarımızla dahi seyredecek yüzümüz var mı? İnsanlardan kaçıp adeta Allah’ı unutup sağda solda işlediğimiz haltları birkaç kişiden oluşan ailemizle bile seyredecek yüzümüz yoksa, ahirette tüm insanların önünde nasıl seyredeceğiz? İyi düşünelim.
Kardeşim! Evet, internet, sosyal medya diyoruz. İletişim aracı, haberleşme cihazı vs. vs. diyoruz. Diyelim hatta kullanalım bile ama bunu kullanmanın da Müslümancası var hiç aklına geldi mi?
Sen bununla da imtihandasın. Allah (subhanehu) sana bu nimeti verdi ve izliyor seni; acaba kullanırken bu kulumun aklına ne kadar geleceğim, diye bakıyor Rabbimiz. O Allah ki senin yaptığın beğenilerden tut da paylaştığın fotoğraflara kadar her şeyden haberdardır. Hiçbir hal O’na gizli kalmaz.
Kardeşlerim!
Sosyal medyayı kullanan biri olarak çok rahatsız olduğum ve Allah’ın da kesinlikle hoş karşılamayacağı bir durumu izah etmeye çalışacağım: Fotoğraflar. Evet, belki de hiçbir kötü niyet gütmeden paylaştığımız annemizin, kız kardeşimizin, halamızın, teyzemizin kısacası ailemizdeki herhangi bir bayanın fotoğrafı. Acaba hiç düşündük mü; yolda akrabamız olan bir bayanla yürüyoruz. Karşıdan aileden olmayan bir adam geliyor. Yanımızdaki bayana dikkatle baktı baktı ve gelip dokundu hatta. En iyi ihtimalle kavga çıkar. Peki, benim “temiz niyetli” kardeşim. Senin paylaştığın bayan fotoğrafına hesabındaki yabancı bir erkek baktı, dokundu hatta beğendi, yorum yaptı… Hiç rahatsız olmuyor musun? Domuz etiyle mi beslendin bu zamana kadar ki, namusun olan bir bayanı kıskanmıyorsun, onun fotoğrafını herkesin görüp ulaşabileceği bir alana atıyorsun. Hatta o fotoğraflar sosyal medya hesaplarından alınıp bilmem hangi fuhuş sitelerinde kullanılıyormuş. Hiç haberin olmadı mı? Erkekliğin nerde kaldı senin? Müslümanlığını nerde bıraktın?
Muhteremler!
Kendimize gelelim. Bu meseleler oyuncak değil. Dikkatli olalım. Her alanda Müslümanız. Kişiler laik olmaz. Yani günün bir kısmını Müslüman bir kısmını kâfir olarak geçiremez. Bol keseden atmayalım, Allah’ı unutmayalım. Rabbimiz madem her yerde görüyor, biz de her yerde ona göre İslam’ı muhafaza edeceğiz. Müslüman gibi yaşayacağız, filanca Hristiyan’dan daha beter işler yapmayalım, vallahi hesabını veremeyiz ahirette. Senin tarikat-tasavvuf erbabı olman, hacı olman, hafız olman, hoca olman yarın ahirette bu mesuliyetten kurtarmaz. Bilakis senin daha dikkatli olman gerekirken olmadığın için azabın çetin olur. Allah’tan korkalım!
Mümin Gençler, Babalar, Dayılar, Abiler. Ey bu ümmetin erkekleri!
Ne kendimiz bu işe kalkışalım, ne de mahremimiz olan hanımların fotoğraflarını sağda solda paylaşmalarına izin verelim. Sahabe hanımlarıyla dahi, perde arkasından gayet ciddi bir üslupla konuşan Allah Resulü (aleyhisselam) şu an yaşasaydı,, interneti nasıl kullanırdıysa biz de bu cihette kullanalım. Senin benim kalbimizin temiz olması yetmez! Bakalım fotoğrafı gören ne niyette…
Es-Selamu Aleyküm…
Hizmetkâr