Kardeşlerim !
Şeyh Seyyid Muhammed Karamani hazretleri'nin sohbetleri kendi talebelerinden ziyade diğer tasavvufi ekollere bağlı sufilerle bezenirdi. Gerek mübarek gecelerde, gerekse perşembe sohbetlerinde Nakşilerden, Mevlevilerden vs insanlar katılırdı. Şüphesiz ki bu durum Muhammed Karamani hazretlerinin sevilmesinden ve ümmet üzerindeki kapsayıcılığından kaynaklanıyordu. Onun gönlü tüm insanlık sığacak şekilde geniştir. Maşaallah!
Bir sohbetinde Muhammed Karamani hazretleri şöyle buyurmuştu:
"- Nakşi de bizimdir, Kadiri, Uşşaki, Halveti de bizimdir. Bir müminin Ebu Bekir (r.a)'i çok sevmesi Ali'ye (r.a) düşmanlığı gerektirmez. Aynı şekilde Ali'yi (ra) çok seven birinin de Ebu Bekir'e (ra) düşmanlık etmesini gerektirmez." İşte orta yol budur. Peygamberimizin vasat (orta yolu tutma) anlayışının günümüze uyarlanmış hali de budur.
Kardeşlerim!
Şeyh hazretleri yine bir sohbetinde bir müridin günlük verilen vazifelerine uymasının öneminden bahsediyordu.
Bir ara Muhammed Karamani hazretleri sohbettekilere ithafen :
"- Eğer bir mürid Kadiriyse verdiğimiz virdini aksatmadan günlük yapacak, şayet Nakşi ise akşam rabıtasını yapacak, varsa virdini çekecek. Verilen vazifeye hakkıyla uyacak ki ilerlesin."
Sohbetten sonra bir Nakşibendi sofisi şöyle anlattı:
"- Ben uzun zamandır akşam namazından sonraki rabıtalarımı aksatıyordum, üşengeçlikten dolayı nefsime uyuyor yapmıyordum. Bu akşam Muhammed Karamani hazretleri sanki bana konuştu. Bundan sonra bir daha aksatmam. "
Görüldüğü gibi kardeşlerim Muhammed Karamani hazretleri herkesin derdine çare olan manevi bir doktor gibidir. Onun kapısından bir kere olsun geçmeyi, çorbasından çayından içip muhabbetinden feyzinden istifade etmeyi herkese tavsiye ederiz.
Muhteremler!
İslam ümmeti olarak başımıza ne geldiyse birbirimizi dışlamaktan, ötekileştirmekten geldi. Bizi önce ırkçılıkla ayırdılar. Daha sonra devletçikler kurup etrafına dikenli teller çektiler. Bir nevi peygamberimizin "müminler vücut gibidir" dediği kardeşlik vücudumuzu parçaladılar ve dolayısıyla bu vücut kullanılamaz hale geldi. Tekrar bu vücudun bir araya gelmesinde ise Şeyh Seyyid Muhammed Karamani hazretleri gibi zatlara çok iş düşmektedir. Bize düşen görev ise bu zatları yanlız bırakmamaktır. Onları yanlız bırakıp köşeye çekilmek "altta kalanın canı çıksın" demekten başka bir şey değildir.
Allah rızası için elimizi taşın altına koyalım. Rabbim önümüzü, yolumuzu açsın..
Allah'a emanet olun. Selamun Aleyküm !
Muhyiddin İRFAN