Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
Hamd alemleri yoktan var eden, yüce Mevlamız Hazreti Allah (cc)a, Salat u Selam Efendimiz, Önderimiz, Komutanımız, Resullerin En Mükemmeli, Peygamberlerin En Efdali Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) e, Selam onun tertemiz ehli beytine, ashabına, ahbabına ve tüm ümmetine.
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim!
Bu haftaki dersimizde çok önemli gördüğümüz bir konuyu işlemeye gayret edeceğiz. Yüce dinimiz islam’ın ergenlik konusuna nasıl baktığını, bu konuda yüce dinimiz İslam'ın ölçülerinin neler olduğunu ve ergenlik çağındaki bir evladımıza nasıl davranmamız gerektiğini, onun ergenlik dönemini atlatmasında nasıl bir yol ve usul takip etmemiz gerektiğini öğrenmiş olacağız. Yüce mevlamız cümlemizi istifade eden kullarından eylesin.
Ergenlik çağı; çocukluk ile gençlik çağı arasındaki dönemdir. Geçiş dönemi olması sebebiyle özel hassasiyet gerektiren bir dönemdir. Yüce dinimiz İslam, ergenlik çağına gereken önemi göstermiştir.
Yüce dinimiz İslam'a göre çocuklar Allah'ın katında yaptıklarından sorumlu tutulmazlar. İnsanların Allah'ın katında sorumlu tutulabilmesi buluğ çağına ermesi ile başlar .
İslam'da buluğ çağına eren çocuklar, artık çocukluktan çıkar ve mükellef olurlar. Yani mükellef olan bir kimsenin artık haramlardan sakınması, ibadetlerini yapması zorunlu hale gelir.
Ergenlik çağından itibaren akli dengesi yerinde olan her insan, yapması gereken amelleri yerine getirmekten ve işlediği günahlardan sorumlu tutulur .Bu gerçek, çocuklarımızı ergenlik çağına doğru bu sorumluluğa hazırlamamız gerektiğine işaret etmektedir. Öyleyse şunu diye biliriz : "İslam'a göre ergenlik çağında ki bir çocuk artık çocuk değil, yetişkin hükmündedir."
İslam'ın ergenlik çağına bakışı, çocuklarımızı küçük görmemeyi gerektirmektedir. İslam dini temyiz çağından itibaren çocuklarımızı ileride sorumlu tutulacağı amellere alıştırmayı ve günahlardan sakınma bilincini kazandırmayı emretmektedir.
Temyiz , "ayırt etme yeteneği " demektir. Ekseriyetle çocukların yedi yaşında temyiz çağına girdiği kabul edilir. Çocuklara doğruyu yanlışı öğretme ve ibadetlere alıştırma yaşıdır. Allah’ın Rasulü (s.a.v.) Efendimiz bazı hadisi şeriflerinde yedi, bazı hadisi şeriflerinde ise, on yaşından itibaren çocukların yataklarını ayırmayı emretmiştir. Bu yaşlar artık dini hüküm ve kuralları anlamaya başladıkları bir dönemdir.
Çocuklar iyiyi kötüyü , doğruyu yanlışı ayırt edebilecek çağa gelince yavaş yavaş ona "bu günahtır . Bu sevaptır." diye öğretip, alıştırmak gerekir. Çocukların eğitiminde en güzel metot, zaten fıtratlarında bulunan haya duygusunu geliştirmektir.
Haya duygusu insanın çocukluğunda bulunan fıtri bir duygudur. Ancak insanın fıtratında ki diğer güzel duygular gibi haya duygusunun da maneviyat ile beslenip kuvvetlendirilmesi gerekir. Eğer çocuklara haya duygusunu geliştirecek mahremiyet ve edep eğitimi verilmezse bu duygu körelerek yok olur.
Kur'an-ı Kerim'de yüce Mevlamız şöyle buyuruyor:
" Aranızdaki çocuklar ergenlik çağına girdikleri zaman da , öteki yetişkinlerin yaptığı gibi ( evinizi yahut belirtilen vakitlerde odanıza girmek istediklerinde, her defasında) sizden izin istesinler. Allah ayetlerini size işte böyle açıklamaktadır. Çünkü o doğru hüküm ve hikmetle buyuran mutlak ve sınırsız bilgi sahibidir." (Nur ;59)
Bu ayeti celile de, çocukların ergenlik çağına doğru artık mahremiyet konularını kavraması gerektiğine işaret etmektedir.
Ergen, Nefsini Zapt Edebilmeli
İnsanı yoktan var eden ve ona çeşitli duygular veren yüce mevlamız, aynı zamanda duygularına hakim olma yeteneğini de vermiştir. Ancak bu yeteneğin eğitimle geliştirilmesi gerekmektedir.
İnsanın nefsi hiçbir manevi eğitim görmezse arzu ettiği şeyleri hemen elde etmek ister. Bununla birlikte Allah teala insana akıl vermiştir ki, tabi duygularını insana yakışan bir hukuk ve ahlak kuralları çerçevesinde tatmin etsin. Bunun için ise, insanın uygun zaman gelinceye kadar biraz sabırlı olması ve duygularını kontrol etmesi gerekmektedir.
Gençlik çağında duyguların kontrolü çok da kolay değildir. Çünkü gençlik döneminde beyin fonksiyonları kişiye heyecan ve haz veren eylemlere düşkün olacağı şekilde etkilemektedir. Bu sebeple eğer kendini sakındırmazsa bir gencin fuhşiyata düşmesi çok kolay olur. Çünkü gençlik çağında insanın bedeni kuvvetli ve zindedir. Bu sebeple Allah-u zülcelalin koruma kalkanı içinde olmaya çok dikkat etmek gerekir.
Kur'anı Kerim'de Allah zülcelal insanda bulunan şehvet duygusu sebebiyle zinaya sürüklenmenin çok kolay oldğguna işaret ederek, " zinaya yaklaşmayın. zira o, bir hayasızlıktır ve çok kötü bir yoldur" buyurmuştur. (isra,32)
Ayeti celilede zina yapmayın değil de " yaklaşmayın " buyrulmuş olması ,eğer yeterince uzak durulmazsa zinaya düşmenin kolay olacağını anlatmaktadır.
Ne yazık ki zamanımızda içinde yaşadığımız okul, iş yeri ve benzeri sosyal ortamlar gençlerimizi nefislerinin şerrinden koruyacak şekilde düzenlenmiş değildir. Tam aksine günahlara sürükleyecek her türlü manzaranın bulunduğu bu ortamlar, ergenlik çağında ki gençlerin günahtan sakınmasını zorlaştırmaktadır. Üstelik medya yoluyla gençler arasına yaygınlaştırılan moda akımlar da günahı masum göstermeyi hedeflemektedir.
Zamanımızda zinaya ve zinaya götüren beraberliklere, arkadaşlık , flört, birlikte yaşamak, gibi isimler vererek masum gösterilmeye çalışılmaktadır. Ancak ismi değişse de işlenen fiilin günahı ve azabı değişmemektedir.
Ergenlik çağındaki gençlerimizin haya duygusunu geliştirecek en temel manevi eğitim, her konuda olduğu gibi öncelikle imandır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) " haya imandandır" (Müslim ,iman, 59) buyurarak iman ile haya arasında ki sıkı bağa dikkat çekmiştir.
Biz de yüksek ahlaka sahip çocuklar yetiştirmek istiyorsak ilk alacağımız tedbir, onlara yakın derecede güçlü bir iman aşılamak olmaktır.
Bir çocuk, sadece insanlardan utanmakla hakiki bir haya sahibi olamaz. Çünkü bu şekilde ki yüzeysel utanma duygusu onu insanların görmediği yerde nefsine uymaktan alıkoymaz. Asıl haya Allah'tan utanarak her nerede olursa olsun kötülük işlememektir.
Neslimizin İstikbali ve inkişafı İçin; Haya ve Edep Eğitimi Şart
Haya üstün bir şahsiye yükselmenin anahtarı olduğu gibi, haya duygusunu yitirmek de esfel-i safiline yuvarlanmanın ilk basamağıdır. Bir hadisi şerifte peygamber efendimiz (s.a.v.) öyle buyuruyor:
"Allah, bir insanı helak etmek istedi mi, ondan önce hayayı çeker alır. Hayası bir kere gitti mi sen onu artık herkesin nefretini kazanmış bir kimse olarak bulursun. Sonra ondan emanet çekilip alınır , artık güvenilmeyen kimse olarak bilinir.(ibn mace , fiten,27)
Haya duygusunu korumanın bazı uygulamalı yöntemleri de vardır. Dinimiz islam bu hususlarda da tedbirler almıştır. peygamber efendimiz (s.a.v.), insan oğlunu cehenneme götüren günahlardan sakınmak için bazı ikazlarda bulunmuştur. Bunlardan ilki, gözü korumaktır. Dinimizde kasıtlı olmayan ilk bakıştan sonra tekrar bakmak yasaklanmıştır. Efendimiz (s.a.v.) Hazreti Ali'ye, " Ya Ali! (harama karşı) bakışa bakış ekleme. Birincisi senin için (vebal yoktur; ama) ikincisi aleyhindedir" (Tirmizi, edep 28) buyurmuştur.
İnsanlar arası ilişkiler genellikle bakışmakla, yani göz göze gelmekle başlar. bundan sonra ki adım ise konuşmak, görüşmek ve bir arada zaman geçirmeyi çoğaltmaktır. Bunun neticesinde ise tenha yerde baş başa kalıp daha ileri gitme arzusu alevlenir.
Bizlerde hem kız hem de erkek çocuklarımızı, karşı cinse bakışmama , lüzumsuz yere konuşmama , baş başa tenha yerlere gitmeme konusunda bilinçlendirmeliyiz. Elbette kızlarımıza aynı zamanda tesettür ve tesettüre yakışan edebide kazandırmalıyız.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) " Bir erkekle bir kadın baş başa kaldıklarında, üçüncüleri mutlaka şeytandır" (Buhari , nikah, 111-112) buyurarak, tehlikeye dikkat çekmektedir. her ne niyetle olursa olsun, aralarında akrabalık ve nikah olmayan bir kadınla bir erkeğin baş başa kalmaları helal değildir. Başlangıçta hiç niyetinde olmasa bile ortam oluşunca günaha sürükleyen davranışlar meydana gelmeye başlar. Çünkü gençlikte nefis kuvvetlidir, akıl ise tecrübeden yoksundur.
Sosyal Medyanın Güvenilir Olması
Bir diğer tedbir, nefislerini tahrik eden görüntü ve içeriklere sahip medya ile temaslarını azaltmaktır. Bunun için bilhassa evimizde ki internet bağlantısının, zararlı içeriklerden koruyucu filtre ile kontrol altına alınmış olmasına dikkat edilmelidir. Bunun için " güvenli internet hizmeti" talep etmek yeterlidir. Güvenli internet hizmeti, ailelerin talebi üzerine sağlanır ve ücretsiz olarak istifademize sunulmaktadır.
Çocuklarımızın biyolojik ve piskolojik yapıları gereği merak edip ilgi duyduğu içeriklere karşı iradeli olmasını bekleyemeyiz. Üstelik çocuklarımız hiç istemeseler bile bir müzik veya filmi ararken tahrik edici içeriklerle karşılaşabilmektedir. Elbette nefsinin yeni uyandığı zamanda tahrik edici etkenlere maruz kalınca, karşı cinsle bir arada vakit geçirirken nefsine hakim olması zorlaşacaktır.
Üstelik zamanımızda gençlerimiz, Allah'tan korkmayan, kuldan utanmayan, günaha davet edercesine bir tavır içende olan akranlarıyla etkileşim içindedir. Bir anne baba olarak çocuklarımızın okullarını seçerken, bu konuları da göz önünde bulundurmalıyız.
Günümüzde birlikte ders çalışma, ders ve faaliyetler hakkında konuşma ve benzeri nedenlerle bir araya gelmeler tehlikenin kapısını aralamaktadır. Çünkü nefis sürekli kendi arzularını elde etmenin peşindedir. Eğer istediğini tam elde edemiyorsa bile ufak bir pay almak için elinden geleni yapar.
Sonunda zinaya götürsün veya götürmesin, namahreme karşı cinsle bakışmak, lüzumsuz bir şekilde ve ölçüsüz bir üslupla konuşmak, baş başa kalmak ve dokunmak, haramdır. çocuklarımızı mümkün olduğu kadar, kuran kursu ve imam hatip veya karma olmayan okullara kaydettirmeliyiz. bu şekilde günahlardan sakınma hassasiyetini kaybetmelerinin önüne geçmiş oluruz.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadisi şerifinde şöyle buyuruyor:
"Şüphesiz ki Allah, adem oğlunu zinaya meyilli olarak yaratmıştır; payına düşeni yazmıştır. Gözün zinası namahreme bakmaktır, dilin zinası şehveti uyandıracak şekilde konuşmaktır. Kulakların zinası dinleme, ellerin zinası namahremi tutmaktır. Ayakların zinası haram için yürümektir. Agız da zina eder, onun zinası da öpmektir. Nefis umar ve ister, tenasül uzvu ise arzusunu ya gerçekleştirir veya sonuçsuz bırakır."(Ebu Davud,Nikah 44;Buhari ,isti,zan)
Allah'ın Resulü (s.a.v.) Efendimiz; zinaya yaklaştıran bu amellerin her birinin de kendi başına birer günah olduğuna dikkat çekerek sakınmamızı emretmiştir. Bunları gençlerimize öğretmeliyiz. Eger günahla arasına mesafe koymayı öğretmezsek gençlerimizin sonunda günaha düşmesi kaçınılmaz olur.
Gençler tabiatları icabı arkadaşlığa düşkündür. Çoğu zaman da arkadaşları onları uygunsuz ortamlara davet eder. Ergenlik çağında ki kız ve erkek çocuklarımıza şunu tembihlemeliyiz; arkadaş çevren seni günaha sürükleyici tehlikeli ortamlara davet ettiği zaman, şöyle düşün ; gülüp eğlenerek günah işlemenin sonu ağlayıp inleyerek azap çekmektir. Bunlar benim hakiki arkadaşım olsaydı beni kötülüğe sürüklemezdi. öyleyse onların arkadaşlığını kaybetmemek adına böyle hallere düşmeyelim.
Ergenlik çağının olumlu özellikleri de vardır. Bu çağda beyin hızlı bir gelişme gösterir. Gençler kendilerine güzelce anlatıldığı vakit yasaklanan şeylerde ki kötülüğü ve çirkinliği anlay bilirler.
Ayrıca gencin vicdanı berraktır. Bundan istifade ile onun akıl ve vicdanını geliştirecek şekilde eğitmeliyiz.
Bu zamanın kötü şartlarına bakıp ümitsizliğe düşmemeli, eğitimlerini ihmal etmemeliyiz. Elimizden gelen tedbiri aldıktan sonra çocuklarımızın muhafazası için çok dua etmeli, yüce Allah'tan yardım istemeliyiz.
Selam Ve Dua İle..
İrfan Meclisi İlmi Araştırmalar Serisi 1/ 2018