Bismillah,elhamdülillah,vessalatü vesselamü ale rasulillah
Kardeşlerim yaşadığımız üzere bir Ramazan ayı daha geldi gidiyor. Başlarken bitmez gibi gözüken oruç yavaş yavaş veda ediyor bizlere.
Bir taraftan Ramazan ayı biterken diğer taraftan yaz mevsimine koşar adım ilerlemekteyiz. Ramazan ayını hatırlanmaya değer bir özelliği vardı ki onu zikrederek konumuza geçmek istiyorum. Peygamber Efendimiz (asm) "Ramazan ayı girince Cennet kapıları açılır, Cehennemin kapıları kapanır ve merede-i şeyâtîn (inatçı şeytanlar) zincire vurulur."(Buhari, Savm, 5). Burada aklımıza “madem şeytanlar bağlanıyor neden insanlar hala günah işliyor” diye bir soru gelebilir. Bunun başlıca sebebi şudur ki ıslah etmediğimiz nefislerimiz varken şeytan normalde de çok fazla iş yapmıyordu zaten. İslam’ı elinden geldiği kadar yaşayıp da nefsini düzeltememiş olanların şeytandan evvel kendini suçlaması gerekmiyor mu?
Gençler, Aileler!
Burada dikkatinizi çekmek istediğim konu aslında Ramazan ayından sonrası. Muhakkak ki sahibi tarafından zincire vurulmuş köpekler zinciri açıldığında nasıl eskisinden daha saldırgan oluyorsa, bayram itibariyle zinciri çözülen bu şeytanlar da eskiye nispeten daha saldırgan olacaklardır. Dikkat ediniz ilk iş olarak bayram sabahı sabah namazını kaçırtarak işe başlayacaklardır. Daha sonra da Ramazan boyunca kazandığımız hayırları, güzel huyları kötüleriyle değiştirmek için olanca güçleriyle uğraşacaklardır. Kısacası dört bir koldan her türlü hilelerini üzerimizde denemeye başlayacaklardır.
Kardeşlerim burada özellikle dikkatini çekmek istediğim iki yer var ki şeytan buralarda sizi harama bulaştırmak için adeta bütün imkanlarını seferber edecektir.
İLKİ: Yaz aylarının vaz geçilmezi düğünler. Gerek akrabalarımızdan gerekse konu komşumuzdan birçoğunun yaz aylarında düğünleri olmaktadır. Görünüşte çok hayırlı bir iş yapılıyor olabilir bu doğru. Ama düğünün nasıl olduğuna isterseniz bir göz atalım. İçkinin sel olup aktığı bir düğün, yarı çıplak insanların sabaha kadar tepindiği bir düğün, kadın erkek karışık kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan bir düğün. Kandırmayın kendinizi efendiler bu düğün ne bir Müslümana ait olabilir ne de hayırlı bir şeyin başlangıcı olabilir.
Şimdi şu soruyu kendimize soralım. Biz bu düğündeyken deprem olsa ve ölsek. Acaba ahirette “gitmesem çok ayıp olurdu” bahanesi bizi kurtarır mı? Gitmeyin kardeşim. Zaten alnı secde gören adamlar bu işleri yapanlara “yanlış yapıyorsunuz” diye karşı çıkmadığı için vaziyet bu kadar çirkin hale geldi. Gençler özellikle uyarım size: Aklınızı kullanın nefsinizi değil. Uzak durun bu yerlerden. “Canım düğün bu ne olacak. Ömürde bir kere yapılıyor” diyerek deyyusluk yapanlara “kendinize gelin, Allah’tan korkun” demekten başka cevabımız yoktur.
İKİNCİSİ: Gideceğimiz tatiller. Burada tabi hiç kimseye “tatile gitme otur evinde” demeye hakkımız yok. Ama bir kardeşiniz olarak şeytanın buralarda sizi nasıl kandırabileceğini ifade etmek istiyorum.
Öyle insanlar biliyorum ki sene içinde içki gibi haram içeceklere elini dahi sürmez fakat bir tatil beldesine gittiği zaman arkadaşının hatrına, kuzeninin hatrına, filancanın hatrına ağzına içki koymak şöyle dursun ayağa kalkacak hali kalmamaktadır. Tekrar kendimize soralım bizi Allah’ın mı kuluyuz yoksa o filancaların mı?
“Bir kereden bir şey olmaz kafa dağıtmaya geldik” denerek tüketilen haramlara, “Güzele bakmak sevaptır” denerek etrafta fıldır fıldır dönen gözlerimize dikkat edelim. Dikkat edelim ki Allah korusun şeytana yem olmayalım. Çünkü Rabbimiz Kur’anda şeytan’a hitaben şöyle buyurmaktadır:“Alçak ve kovulmuş olarak çık oradan! Onlardan kim sana uyarsa, iyi bilin ki cehennemi sizlerle dolduracağım.” (A'raf, 7/12-18). Dikkat edelim cenneti dolduranlardan olalım, cehennemi değil.
Şeytan sabırlı ve kurnazdır arkadaşlar. Kışın sabreder ama yaz için planlarını hazırlamıştır bile. Ramazan’da bağlıyken planlarını yaptı o. Zaten yüzyıllardır alanı insanları hak yoldan saptırmak olduğu için bu konuda birçok insan çerezdir onun için. Ama o da en nihayetinde bizim gibi yaratılmış bir canlıdır. Bir Euzu besmele onu kaçırmaya yeter.
Allah’a inandığını idda eden bir kul harama giden yollara da dikkat eder. Hiç utanıp sıkılmadan ailesini her türlü haramın oluk oluk aktığı bir tatil beldesine götüren bir baba, şuursuzca böyle bir yere tatile giden delikanlılar veya hanımefendiler alenen haramlara davetiye çıkarıyor demektir. E tabi bu tür yerlere gidip Euzu çekmenin de ne kadar geç kalınmış olduğunu kabul etmek gerek. İyice araştıralım ve Allah’ın geniş yeryüzünde Müslüman’a yakışır tatil beldeleri bulalım. Hiç de bulamadığımızı idda ediyorsak o zaman tatil işini cennet denizlerinin kumsallarına bırakalım.
Son olarak şunu hatırlayalım ki kardeşlerim biz Allah’ın kuluyuz. Kabul etsek de etmesek de bu gerçek değişmez. O halde gelin bu yaz ve her yaz şeytanın tuzaklarını iptal edelim. İmanımızı ve aklımızı bomba imha ekibi olarak kullanıp, şeytan ve şeytanlaşmış insanların yolumuza döşediği günah bombalarını etkisiz hale getirelim.
Velhamdülillahi rabbil alemin.
MUHYİDDİN İRFAN
22.05.2019- İSTANBUL