Rahman ve Rahim olan yüce Allah cc adıyla.
Hamd alemleri yoktan var eden Hazreti Allah cc ’a, salat ve selam resullerin en mükemmeli peygamberlerin en eftali Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa ( s.a.v.) ’e selam O’nun aline, ashabına, ahbabına, ve tüm Muhammedî davaya sevdalanmış ümmetine..
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim,
Yüce Mevla’mız kuranı keriminde şöyle buyuruyor;
“Kim iyi bir iş yaparsa, bu kendi lehine. Kim de kötülük yaparsa aleyhinedir. Rabbin kullara zulmedici değildir.1
Kardeşlerim,
Bu dünya bizler için bir imtihan yeridir. Kim bu dünyada iken hayır ve güzel işler yaparsa, yani yüce Mevla’mızın emrettiği dini Mübin’i İslam’ı en güzel şekilde Efendimiz (s.a.v.) in tarif ettiği, yaşadığı şekilde yaşarsa, rabbini razı etmiş olur ve ahiret gününde karşılığını eksiksiz tastamam alır.
Az önce zikrettiğimiz ayeti kerimede, Yüce Mevla’mız biz kullarının bu dünyada iyi ve güzel işler ameller yapmamızı istiyor ve buyuruyor ki, kullarım dünyada iken iyi ameller yaparsanız ben onları zayi etmem, yarın kıyamet gününde senin karşına şahit olarak çıkarırım. Onun için orada kendinize hayırlı yönde şahit olacak güzel işler ameller yapın buyuruyor.
Çirkin işler yaparsanız da yine ahirette onu sizin karşınıza çıkarırım, orada çok mahcup olursunuz, çok utanırsınız eyvah dersiniz ama iş işten çoktan geçmiş olur buyuruyor.
Onun içindir ki, bu dünyada hayırlı ameller işleyelim unutmayalım ki “Kim zerre miktarı hayır işlemişse onun mükâfatını, kimde zerre miktarı günah işlemişse onun cezasını çekecektir”2
Aziz kardeşlerim,
Bu konuda sevgili Peygamberimiz “ Dünya ahiretin tarlasıdır”3buyuruyor.
Yani ey ümmetim, bu dünya sizin için bir tarla mesafesinde tarlaya çok güzel kar elde edeceğiniz ürünler ekerseniz, dünya kimseye muhtaç olmadan rahat bir şekilde güzel bir hayat sürersiniz buyuruyor,
Öyle ise, ahirette de güzel bir hayat sürmek istiyorsak, orada rahat huzurlu olmak istiyorsak, bize verilen ömür sermeyesini çok kar edeceğimiz bir şekilde değerlendirmeliyiz.
Kıymetli kardeşlerim,
Biz başıboş değiliz, bu dünyada ne yaparsak yapalım hayır namına, şer namına hepsinin kaydedildiğini unutmayalım.
Bu konuda ibni kesir tefsirinde şöyle buyurur;
“Ameller dünya göğünün üstünde bulunan, kendileriyle ilgili divana yükselip çıkarlar.”4
Demek ki kardeşlerim, bizim işlediğimiz amellerin kaydedildiği, muhafaza edildiği bir divanın, kayıt merkezinin olduğunu bilelim ve ona göre ayağımızı denk alalım, boş işlerle o divana boş, yararsız, hayırsız faydasız, kayıt yaptırmayalım.
Kıyamet süresinde bu hakikati yüce Mevla’mız şu şekilde dile getiriyor;
“O gün insana, ileri götürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa bildirilir. Artık insan, kendi kendinin şahidir.”5
Ahmed bin Hanbel ra’ dan konumuzla ilgili şu hatıra anlatılır;
Bir Ahmed bin Hanbele(r.a.) talebesinin birisi şöyle der;
Efendim,
Hastanın iniltilerinin kaydedildiğine dair bir hadis işitim, dedi.
İmamı Ahmet o güne kadar böyle bir hadis duymamıştı. O günden sonra ruhu cesedinden ayrılacağı ana kadar bir daha iniltisi işitilmedi.
Aziz kardeşlerim,
Her yaptığının kaydedildiğine inan bilen bir ehli irfan nasıl hareket eder?
Rabbimizin bizi her daim gözetlediğini hiç aklından çıkarmamalıyız. Bu şekilde hassas olan bir derviş günah işlemekten kaçınır. İyi ve hayırlı işler yapma gayretinde olur. Zira o şunu iyi bilir Rabbimizin bizi her an gözetlediğini, her yaptığımız işlerden haberdar olduğunu, her yaptığımızın kaydedildiğini bilir ve ona göre davranır.
Aziz kardeşlerim,
Akıllı insan bu dünyada yapıp ettiklerinin bir gün hesabının kendisinden sorulacağını bilmelidir ve ona göre hal ve hareketlerini düzenlemelidir.
Bu konuda üstad Bediüzzaman hazretlerinden şu hatıra nakledilir;
“Ey biçareler mezaristana göçtüğünüz zaman “ eyvah malım harap olup, sayımız heba oldu, şu güzel ve geniş dünyadan gidip, dar bir toprağa girdik demeyiniz, feryat edip me yus olmayınız. Zira sizin her şeyiniz muhafaza ediliyor. Her ameliniz yazılmıştır. Her hizmetiniz kaydedilmiştir. Hizmetinizin mükâfatını verecek ve her hayrı yapabilecek bir zatı Zülcelal, sizi celbedip, yer altında muvakkaten durdurur. Sonra huzuruna aldırır. Ne mutlu sizlere ki; hizmetinizi ve vazifenizi bitirdiniz. Zahmetiniz bitti, rahata ve rahmete gidiyorsunuz. Hizmet, meşakkat bitti, ücret almağa gidiyorsunuz.”6
Kıymetli kardeşlerim,
Görüldüğü gibi her hayrın orada mükâfatını alacağız. Öyle ise, bu dünyada hayırlı işler yapalım, ama şunu unutmayalım, bu hayırlı işleri yaparken kaliteli ameller, kaliteli ibadetler yapalım. Yani defolu bir ibadetin Allah cc yanında hiçbir değeri olmaz, ne kadar çok olursa olsun, defolu kalitesiz ise Rabbim kabul etmez.
Şöyle örnek verelim; bir mağazaya gittiniz bir gömlek veya bir pantolon aldınız eve gelince bir baktınız defolu ne yaparız hemen gider onu değiştirir veya iade ederiz değil mi?
Bir başka örnek verecek olursak; bir pazara gittiniz meyve aldınız eve gelince bir baktınız hep çürük kurtlu vesaire hiç hoşunuza gider mi? ki elbette gitmez. İşte amellerde böyledir a kalite olmalıdır.
Sadece Allah cc rızası için ihlas ile yapılmalıdır. Nasıl ki sütün içerisine bir damla necaset bulaşınca murdar olursa, amellerimize karıştırdığımız riya, gösteriş, vesaire şeylerde amellerimizi defolu hale getirir. Öyle ise bu konuda çok dikkatli olmalıyız, ibadetlerimizi samimi ihlasla yapmalıyız
Aziz kardeşlerim, bu konuyla alakalı olarak Allah dostları şu kıssayı anlatırlar;
Bir dervişi bir gün zengin bir ağa iftara davet etti.
Derviş o davete gitti ve yatsı namazına yakın evine döndü ve hanımına kendisi için bir sofra hazırlamasını söyledi.
Hanımı da sen davette değimliydin? Deyince,
Derviş,
Sorma hanım dedi, çok yersem, arkamdan iyi bir derviş değilmiş diye konuşmalarından korktum, onun içinde pek bir şey yiyip içemedim.
Bunun üzerine hanımı:
Tamam, sen şu akşam namazını kılda, bende o arada sana yemek hazırlayayım dedi.
Derviş:
Ama hatun ben akşam namazımı davete gittiğim yerde kılmıştım dedi.
Hanımı dervişe şöyle cevap verdi:
Sen arkamdan kötü konuşurlar diye pek yemek yemediğine göre, arkamdan ne takva bir derviş desinler diye de namazı uzatmışındır. Hani sen akşam namazını bir daha kılıver demiş.
Kardeşlerim,
Elimizden geldiğince ibadetlerimizi vaktinde, devamlı ve ihlaslı bir şekilde yapmaya gayret edelim. Bize tanınan ömür sermeyesini çok iyi değerlendirelim. Allah’ımızı razı edecek hayırlı ameller işlemeye çalışalım. Efendimiz (s.a.v.) in sünnetine harfiyen uymaya gayret edelim. Size bu yolun bir güzelliği Rabbimizin bir ikramı rahmetinin bir tecellisi olan virdimizi hiç aksatmadan çekmeye devam edelim. Bu dünyada fedakar olalım ki ahirette karşılığını bulabilelim.
Yahya bin Muaz’ın şu tembihini de hiç aklımızdan çıkarmayalım;
“Ey Âdemoğlu: Senin şu dünyadaki ömrün sayılı birkaç günden ibarettir. Bu günlerin hepsi gelip geçecektir. Bir kısmı gelip geçmiş olduğuna göre, geride kalın ömrünü bari fırsat bil.”7
Selam ve Dua ile.
Seyyid Muhammed Karamani (k.s.)
Dipnotlar
1:Fussilet, 46
2:Zilzal,7,8
3: Ramuzul Ehadis
4:İbni kesir /373
5:Kıyamet, 13,14
6:Mektubat
7:Tabatul Kübra, imamı Şarani k.s.
İrfan Meclisinden Damlalar 2020