Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim,
Bu haftaki dersimizde, Sultanımız Gavs’ul Azam Seyyid Abdulkadir Geylani (ks) hazretlerinin kalpteki vesveseyi anlatan sohbetine yer vereceğiz, inşallah. Rabbim cümlemizi istifade edenlerden eylesin. Amin.
Gavsul Azam Hazretleri şöyle buyurdular;
Kalbe iki yerden vesvese gelir. Biri melek tarafından gelir. Bu hakka ve onu tasdik etmeye çağırır. Diğeri de düşmandan gelen vesvesedir. Bu da şerre ve hakkı yalanlama ve hayırdan uzaklaşmaya çağırır. Bu anlatılanlar, Abdullah b. Mesud tan rivayet edilmiştir.
Hasan Basri (r.a) şöyle dedi ; “Bunlar iki önemli şey olup, kalpte gezer dururlar. Biri Allah’tan diğeri de düşmandan gelir.”
Allah’tan gelene göre davranan kişiye, Allah cc. rahmetini verir. Allah’tan gelene uymalı, düşmandan gelene de karşı çıkarak onunla mücadele etmelidir.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim.
Yüce Mevla’mızın rahmetinin ve mağfiretinin cüş’a geldiği, Miraç gecesine ulaşmış bulunuyoruz. Miraç, Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in ve O’nun şahsında ümmeti Muhammedîn yükselişidir. Bu yükselişin anahtarı, Ümmet-i Muhammed’e namaz olarak verilmiştir. Bizler günde beş vakit namaz kılarak, miracı yaşamanın o manevi yükselişin tadına feyzine ulaşmış oluyoruz. Miraç mucizesi, aynı zamanda ümmetin Sıddıkiyet makamına yükselişinin de adıdır. Bu vesile ile başta Ehl-i İrfan olmak üzere, tüm alemi İslam’ın Miraç kandilini en kalbi duygularımla kutlar, bu gecenin yüzü suyu hürmetine ümmeti Muhammed’in birlik ve beraberliğine, mazlum ve mahzun İslam coğrafyamızın kanayan yaralarının iyileşmesine, miracın sembolü Mescid-i Aksamızın ve Kudüs, Ramallah, Gazze, Mısır, Suriye, Arakan, Irak, Şam-ı şerif ve tüm dünya Müslümanlarının yükselişine vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz ederim.
Selam ve dua ile.
Seyyid Şeyh Muhammed el Kadiri el Karamani
Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim,
Allah Resulü (s.a.v.) Efendimiz bir hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor;
“ Sizin hakkınızda en çok korktuğum şey küçük şirktir.”
Ashab-ı kiram sordu:
“Ey Allah’ın Resulü, küçük şirk nedir?”
Resulullah :” Riyadır”, buyurdu ve şöyle devam etti:
“Allah Teâlâ, kulların amellerinin karışıklarını vereceği gün, riyakârlara şöyle buyuracak;
“ Haydi, şimdi dünyada kendilerine gösteriş yaptıklarınıza gidin. Gidin de bakın bakalım onlarda hayır namına bir şey bulabilecek misiniz?”1
Sevgili kardeşlerim;
Allah’ın Resulü (s.a.v.) Efendimiz ümmeti için korktuğu çok önemli bir konuyu bizler ile paylaşıyor. Efendimiz (s.a.v.) ümmetinin mahşer meydanında, yüce Allah’ın huzurunda mahcup olmaması için, bu tehlikeyi bize haber veriyor.
Medine’nin kaynaklarda 80’e yakın ismi geçiyor.
Bunlardan birisi de “Dâru’s-Selam”…“Barış, Esenlik ve Adalet Yurdu” anlamına gelen bu isim, çağlar önce Hz. Süleyman tarafından şimdiki Kudüs hakkında da kullanılmıştı: Jarusalem…
Bunlar, aynı zamanda, Müslümanların yeryüzündeki ezeli hedefini gerçekleştirme teşebbüsü olu-yor: “Allah Dâru’s-Se-lam’a çağırıyor.” (Yunus; 25).
Peygamberimiz Medine’ye gelince şehrin “Yesrib” olan ismini “O Medine’dir” diyerek değiştir-di. Medine, ‘din’ kökünden geliyor ve “dinin zamanda ve mekanda ete kemiğe bürünüşü” demek oluyor.
Bakın, bir din zamanda ve mekanda nasıl ete kemiğe bürünüyor ve bu bürünüşün temelinde ne-ler yatıyor. Yani “Medine” nasıl kuruluyor. Sahneler halinde sıralıyorum, her bir sahnede nice mesajlar var…
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim,
Hazreti Mevlana Celaleddini Selçuki (k.s.) Mesnevi şerifinde şu kıssayı anlatır;
Gazneli Sultan Mahmud, bütün devlet adamlarının hazır olduğu bir sırada, divan toplantısının yapıldığı salona geldi.
Cebinden bir inci çıkardı. Vezirinin avucuna koydu ve
Buyurdu;