Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim
Bizleri bu mübarek Cuma saatinde bir araya getiren yüce Mevla’mıza sonsuz şükürler olsun. O’nun Habibi Resullerin En Mükemmeli Olan Efendimiz (s.a.v.) e sonsuz salat ve selam olsun.
Kıymetli kardeşlerim
Sultanımız Seyyid Abdulkadir Geylani (k.s.) Hazretleri bir sohbetinde gerçek mümin nasıl olur? bize onu tarif ediyor. Biz de bugün Cuma sohbetimizde pir hazretlerinin dilinden, gerçek mümin kimdir, onu öğrenmiş olacağız. Yüce Mevlamız (c.c.) bizleri kendisine layık bir kul, habibine layık bir ümmet olmayı bizlere nasip eylesin. Amin.
Sultanımız Seyyid Abdulkadir Geylani (k.s.) Hazretleri buyurdular,
Gerçek mümin, gönlü halktan, aileden, maldan ve evlattan kalben uzaklaşır. Görünüşte onlarla meşgul gibi görünür ama kalbi daima Hakk’ın elçisini beklemektedir. O Hakk’ın kapısına ulaşmıştır. Zahirde aile efradıyla oturur fakat manen onlarla vedalaşmış ve onlardan ayrılmıştır. Mümin ebedi olarak vedalaşandır, o halk arasında oturursa da onlara ebediyen veda etmiştir. Onun bedeni halkla olsa bile onun ipi yaratıcı ile beraberdir.
Seyyid Şeyh Muhammed el Kâdirî el Karamanî (ks) Hoca Efendi, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitlerimizi Anma Gününün 100. sene-i devriyesi münasebeti ile bir mesaj yayınlamışlardır.
Rahman ve Rahim olan yüce Allah’ın adıyla
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim,
Bizleri bu güzel mecliste toplanmayı nasip eden yüce Mevla’mıza sonsuz Hamd-u senalar olsun. O’nun Habibi Efendimiz (s.a.v.) e sonsuz salat ve selam olsun.
Sevgili kardeşlerim,
İslam dini, sevgi ve kardeşlik dinidir. Birbirini sevmeyen, birbirine ülfet, muhabbet etmeyen kimseler, İslam’ın tarif ettiği Müslüman modeline uymamaktadır. Efendimizin (s.a.v.) in bize tarif buyurduğu ümmeti temsil etmemektedir. Bir birini sevmeyen, birbirine ülfet etmeyen, bir birbirinin hak ve hukukuna riayet göstermeyen kimselerin İslam’dan nasibini almadığını açık bir şekilde görmekteyiz. Yüce mevlamız, böyle nasipsiz insanların şerrinden bizleri ve ehli irfanı muhafaza eylesin.
Kardeşlerim,
Ebu Hüreyre (r.a.)’ın rivayet ettiği bir Hadisi Şerif’inde Resullerin en mükemmeli olan Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor;
“Birbirinize haset etmeyin.
Alışverişte almayacağınız malın fiyatını artırarak birbirinizi aldatmayın.
Birbirinize kin gütmeyin. Buğuz etmeyin.
Birbirinize sırt çevirmeyin küsüp darılmayın.
Allah’ın kulları! Kardeş olun.
Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez. Darda kaldığında onu yalnız bırakmaz. Ona yalan söylemez. Onu küçük görmez.
Aziz Müminler!
Tasavvufun doğuşundan günümüze kadar belki de en çok tartışılan meselelerden biri de rabıta meselesidir. Bu meseleyi kavrayamayan nice beyinsiz, cahil ve ahmak kimseler; tasavvuf ehli Allah dostlarını şirk ile itham etmiş ve büyük bir vebale girmişlerdir. Allah bizleri bu ahmakça yaklaşımlardan uzak eylesin!
Kardeşlerim! Rabıta; kelime manası itibariyle Arapça olup, “bağlanmak” manasına gelmektedir.(1) Tasavvufta karşıladığı mana ise; bir müridin, kalbini mürşidinin kalbine bağlayıp oradan ilim, sevgi, feyiz ve nur almasıdır.(2) Rabıtanın amacı ise “Sadıklarla beraber olunuz(3)” ve “O’na(Allah’a) yaklaşmaya vesile arayın(4)” ayeti kerimelerini tatbik edebilmektir. Malumunuz ki kardeşler beraberlik iki türlü olur. Biri her daim yanında bulunmak, diğeri ise manen yani akılda bulundurarak yanında olmaktır. Rabıta işte bu bahsedilen sadıklarla her an beraberliği yakalayıp, onlardan olmaya çalışma halidir.
Ehl-i İman Kardeşlerim!