Seyyid Şeyh Muhammed el Kâdirî el Karamanî (ks) Hoca Efendi, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitlerimizi Anma Gününün 100. sene-i devriyesi münasebeti ile bir mesaj yayınlamışlardır.
Rahman ve Rahim olan yüce Allah’ın adıyla
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim,
Bizleri bu güzel mecliste toplanmayı nasip eden yüce Mevla’mıza sonsuz Hamd-u senalar olsun. O’nun Habibi Efendimiz (s.a.v.) e sonsuz salat ve selam olsun.
Sevgili kardeşlerim,
İslam dini, sevgi ve kardeşlik dinidir. Birbirini sevmeyen, birbirine ülfet, muhabbet etmeyen kimseler, İslam’ın tarif ettiği Müslüman modeline uymamaktadır. Efendimizin (s.a.v.) in bize tarif buyurduğu ümmeti temsil etmemektedir. Bir birini sevmeyen, birbirine ülfet etmeyen, bir birbirinin hak ve hukukuna riayet göstermeyen kimselerin İslam’dan nasibini almadığını açık bir şekilde görmekteyiz. Yüce mevlamız, böyle nasipsiz insanların şerrinden bizleri ve ehli irfanı muhafaza eylesin.
Kardeşlerim,
Ebu Hüreyre (r.a.)’ın rivayet ettiği bir Hadisi Şerif’inde Resullerin en mükemmeli olan Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor;
“Birbirinize haset etmeyin.
Alışverişte almayacağınız malın fiyatını artırarak birbirinizi aldatmayın.
Birbirinize kin gütmeyin. Buğuz etmeyin.
Birbirinize sırt çevirmeyin küsüp darılmayın.
Allah’ın kulları! Kardeş olun.
Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez. Darda kaldığında onu yalnız bırakmaz. Ona yalan söylemez. Onu küçük görmez.
Aziz Müminler!
Tasavvufun doğuşundan günümüze kadar belki de en çok tartışılan meselelerden biri de rabıta meselesidir. Bu meseleyi kavrayamayan nice beyinsiz, cahil ve ahmak kimseler; tasavvuf ehli Allah dostlarını şirk ile itham etmiş ve büyük bir vebale girmişlerdir. Allah bizleri bu ahmakça yaklaşımlardan uzak eylesin!
Kardeşlerim! Rabıta; kelime manası itibariyle Arapça olup, “bağlanmak” manasına gelmektedir.(1) Tasavvufta karşıladığı mana ise; bir müridin, kalbini mürşidinin kalbine bağlayıp oradan ilim, sevgi, feyiz ve nur almasıdır.(2) Rabıtanın amacı ise “Sadıklarla beraber olunuz(3)” ve “O’na(Allah’a) yaklaşmaya vesile arayın(4)” ayeti kerimelerini tatbik edebilmektir. Malumunuz ki kardeşler beraberlik iki türlü olur. Biri her daim yanında bulunmak, diğeri ise manen yani akılda bulundurarak yanında olmaktır. Rabıta işte bu bahsedilen sadıklarla her an beraberliği yakalayıp, onlardan olmaya çalışma halidir.
Ehl-i İman Kardeşlerim!
İslam Davası Ve Cennet Adayları
Kıymetli Kardeşlerim!
İnsanlık tarihi çok büyük davalara tanıklık etmiştir. Bu davalar gerek Allah’a kulluk üzere olmuş, gerekse insanın nefsine ve şehvetine kulluğu şeklinde süregelmiştir. Lakin değişmeyen bir şey var ki o da insanın nefsine kulluk üzere güttüğü davalar, asla uzun süre devam edememiştir. Fakat İslam gibi Allah’a kulluk amacıyla süregelen mübarek davalar asla nihayet bulmamıştır ve bulmayacaktır da.
Kardeşlerim!
Büyük davalar, küçük ve dar görüşlü insanlarla ilerleyemez. O davanın başında her daim ufku geniş ve davasını en ince detayına kadar yaşayan biri vardır. İslam davası da, İslamı sadece kendi mahallesinden,kendi şehrinden, kendi camisinden veya kendi tarikatından ibaret gören dar görüşlü insanlarla yürütülemez. Örnek mümin dünyaya bakarken, onu avucunun içi gibi görür. Nitekim dünya da çağımızda büyük bir yer olabilme özelliğini kaybetmiştir. Bir “tık”la istediğimiz bilgiye ulaşabiliyoruz.