Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim,
Hazreti Mevlana Celaleddini Selçuki (k.s.) Mesnevi şerifinde Hazreti Ömer (r.a.) ‘ın zamanında olan bir hatırayı bizlerle şu şekilde paylaşıyor.
Hazreti Ömer (r.a.)’ın halifeliği döneminde Medine’de büyük bir yangın çıktı. Ateş, taşları dahi, kuru odun gibi yakıyordu. Binaları ve evleri saran ateş havada uçan kuşların kanatlarını tutuşturuyordu. Şehrin yarısı alevlere teslim olmuştu.
Ateşe kova kova su dökülmesine rağmen bir faydası olmuyor, ateş inadına artarak devam ediyordu. Halk yangını söndüremedi. Çaresiz kalınca koşarak Halife Hazreti Ömer (r.a.) yanına gittiler.
“Ya Ömer! Bu yangın su ile sönmüyor” dediler. Hazreti Ömer (r.a.) “ O ateş Allah’ın işaretlerindendir. Alevleri böyle coşturan sizin cimriliğinizdir. Suyu bırakın da yoksullara yardımda bulunun. Cimrilikten tövbe edip, cömert olun” dedi.
Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim,
İmamı Malik (r.a.) ın rivayet ettiği bir Hadisi Şerifte Efendimiz (s.a.v.); Geçmiş ümmetlerin ömürlerinin uzun olduğundan bahsetti. (yani onların bin yıl, bin beş yüz yıl, sekiz yüz yıl gibi vesaire uzun yaşadıklarından)
Ashab, Ey Allah’ın Resulü, Onlar çok uzun yaşamışlar ve çok ibadet etmişler, oysa bizim ömrümüz çok kısa dediler.
Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular;
Evet, benim ümmetimin ömrü kısadır. Ama yüce Allah cc, sizlere onların bin yılda elde etikleri ecir ve sevapları bir gecede elde edeceğinizi müjdeledi. Size kadir gecesi ki, bin aydan daha hayırlı ve diğer mübarek gün ve geceleri ihsan buyurdu. 1
Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla
Muhterem kardeşlerim ,
Gecen hafta başladığımız, ramazana özel huzurdan yansımalar konu sohbetimizle tekrar sizler beraberiz. Sizler için üstadımıza (k.s.) oruç ilgili suallerimizi sorduk ve cevaplarını sizlerle paylaşıyoruz. Yüce Mevla’m cümlemizi istifade edenlerden eylesin. Amin!..
İrfan meclisi;
Sual;
Muhterem Efendim; Oruçlu olan bir kimsenin, oruçlu iken iğne vurdurması orucu bozar mı?
Cevap;
Hizmetkâr Hoca Efendi (k.s.);
Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim
İbn-i Abbas ve Enes bin Malik (r.a.) nın rivayet ettikleri bir hadisi şerifte Efendiler Efendisi, Efendimiz Hazreti Muhammed (s.a.v.) şöyle buyurdular;
“Âdemoğlunun bir vadi dolusu altını olsa idi, iki vadi dolusu altını daha olmasını isterdi. Onun karnını ancak toprak doldurur ve Allah, tövbe edenlerin tövbesini kabul eder.” 1
Kıymetli kardeşlerim,
Bu hadisi şerifimizde Efendimiz (s.a.v.) bizlere insanoğlunun ne kadar doyumsuz olabileceğini, hatta öyle ki bu konuda vadiler dolusu altını olsa, yine başka vadileri dolusu altın mal isteyeceğini haber veriyor. İnsanoğlunda ki hırs ve doyumsuzluk, mal mülk arzusu, ölünceye kadar bitmeyeceğini bildiriyor.
Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim:
“Bir gün Allah Resulü (s.a.v.) Efendimizin huzuruna içki içmiş bir kimse getirilmişti.
Adam cezasını çekip huzurdan ayrılınca, Orada bulunanlardan birisi;
-Allah seni kahretsin! Diye bedduada bulundu.
Bunun üzerine;
Allah’ın Resulü (s.a.v.) Efendimiz;
‘Böyle söyleyip de ona karşı şeytana yardımcı olmayın’ buyurdular. 1
Kıymetli kardeşlerim
Bizler mümin olarak günaha karşı elbette ki tepkili ve nefret dolu olmalıyız. Ancak bu tepkimiz ve nefretimiz, günah işleyen, hata yapan mümin kardeşimizi aşağılamayı, onu hakir görmeyi, onun onurunu incitmeyi, ona beddua etmeyi, ona nefretle kinle bakmayı caiz hale getirmez.