Rahman ve Rahim olan Yüce Allah’ın adıyla,
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim; Bir Cuma sohbetinde yine sizlerle beraberiz. Bu gün iki sevinci birden yaşıyoruz. Elhamdulillahi Rabbil âlemin. Biri, Ramazanı şerifimizin arifesinde olmak, ona kavuşmanın sevinci, diğeri müminlerin bayramı olan cumaya erişmenin sevinci ve heyecanı. Rabbim cümlemizi bu af, mağfiret, bereket, feyz, rızayı bari ye ulaşma iklimi olan bu günlerden layıkı ile istifade edenlerden eylesin. Âmin.
Ebu Ya’la Şeddad bin Evs’ten rivayet edilen bir hadisi şerifte Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor;
“Akıllı kimse, nefsini hesaba çeken ve ölüm sonrası için çalışandır.” 1
Ramazân-ı Şerîf; on bir ayın sultanı. Rahmet mevsiminin en son ve en kıymetli halkası. İçinde Kur’ânın nazil olmaya başladığı faziletli ve mübarek ay. Yapılan her iyiliğe 1000 katıyla sevap verilen, Cuma gecelerinde binlere çıkan ve Kadir Gecesinde 30 bine ulaşan cennet meyvelerini ehl-i îmâna kazandıran bereketli bir ay. Günahların affedilip, şeytanların zincire vurulduğu mukaddes bir aydır Ramazan. İslâmın şiarlarından olan oruç ibâdetinin ifa edildiği kutlu ay. Sabrın öğrenildiği, cennet kapılarının açılıp cehennem kapılarının kapandığı ve meleklerin yer yüzüne misafir olduğu eşşiz bir aydır Ramazân-ı Şerîf. Şehr-i Ramazan, başta Kur’ân olmak üzere semavi kitapların (Tevrat, İncil ve Zebur) insanlığa indirildiği hiçbir aya nasib olmayan çok nasibli ve nadide bir aydır. Teravihleriyle, sahurlarıyla ve iftarlarıyla diğer aylardan çok farklı müstesna bir aydır Ramazan. 83 senede kazanılabilecek sevapları bir gecede mü’minlere kazandıran leyle-i Kadri sinesinde saklayan en kıymetli aydır Ramazan.
Cenâb-ı Allah, Tebâreke Sûresi 2. âyetinde “Hanginiz amelce daha güzeldir diye sizi imtihan etmek için ölümü ve hayatı yarattı.” buyurduğu üzere insanın bu dünyaya gönderilişinden gaye imtihan olmaktır. Kim hayırlı işlerle, güzel bir ömür sürerse imtihanı kazanacak ve ebedî tükenmez bir saadete kavuşacaktır. Kim de nefis ve şeytana uyarak gaflete dalıp şerli işler yaparsa imtihanı kaybedecek ve cezasını da görecektir.
Bu imtihanı kaybetmek veya kazanmak meselesi her şeyin üzerinde en büyük bir mesele iken gaflet sebebiyle, insanların çoğu, ebedî dünyada kalacakmış gibi yaşayarak âhiret için hiçbir hazırlık yapmadan buradan göçüp gidebilmektedir. Böyle bir kimsenin hâli, üniversite imtihanına giren bir talebenin, imtihanı hiçe sayarak kafasını masaya koyup uyumasına veya lüzumsuz şeylerle uğraşarak vaktini geçirmesine benzer. Zil çaldığında uyanır. Lâkin iş işten geçmiş olur.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
Kıymetli kardeşlerim!
Pirimiz (k.s.) bir sohbetinde şöyle buyuruyor;
Şeytanın korktuğu şey, istiaze ve ariflerin kalplerinde ki marifet nurunun şuasıdır. Eğer ariflerden olamazsan, Allah tan korkanların istiazesine sarıl; o zaman ariflerin derecesine yükselirsin. O zaman kalbinde ki nurun şuası, şeytanın gücünü kırar, ordusunu hezimete uğratır, kolunu kanadını kırar, sende açmak istediği yarayı da siler atar. Çoğu kere kardeşlerin ve sana uyanlar adına şeytanın bir zindanı olursun.
Peygamber’den (s.a.v.) Hz Ömer ‘le ilgili rivayet edilen şu hadisi şerifte geçtiği gibi:
“ Ey Ömer! Şeytan senin gölgenden kaçar “. (1)
Başka bir hadisi şerifte Hz peygamber (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
“ Ömer hangi vadiye gitse, şeytan yolunu değiştirip başka vadiye gider.” (2)
Başsağlığı mesajı
Karaman’ımızın manevi mimarlarından, çok sevdiğimiz dost ve yaranımız, Sultanımız Gavs’ul Azam Seyyid Abdulkadir Geylani Hazretlerinin evladı; Kadiri Tarikatı Şeyhi Muhterem Mehmet Deniz Hoca Efendi (k.s.) Rahmeti Rahmana yürümüştür.
Şahsım ve irfan meclisi adına Mehmet Deniz Hoca Efendimize Rabbimden Rahmet, ailesi başta olmak üzere tüm sevenlerine başsağlığı dilerim.
“İyi bilin ki, Allah'ın dostlarına korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.” Yunus /62
Seyyid Şeyh Muhammed el Kadiri el Karamani