Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla,
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim,
Bizlere iman nimetini lütfeden Yüce Rabbimize sonsuz Hamd-u senalar olsun. Salat ve selam onun Habibi Efendiler Efendisi, Resullerin En Mükemmeli, Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) ‘ e olsun. Yine selam olsun; O’nun Aline, Ashabına, Ahbabına, Evliyasına ve kıyamete kadar bu Muhammed-i sevdaya tutulan bütün aşk erlerine.
Kardeşlerim;
Bu hafta ki sohbetimiz de Sultanımız Seyyid Abdulkadir Geylani (K.S.) Hazretlerinin bir sohbetine yer vereceğiz rabbimiz tesirini ziyade eylesin.
Pirimiz Seyyid Abdulkadir Geylani (k.s.) şöyle buyurdular;
Hazreti peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu;
“İnsanlar arasına güzel huylarla karışın ki, öldüğünüzde size rahmet okusunlar”1 Böyle yaparsanız, onlarla birlikte yaşadığınız zaman da onlar size karşı muhabbet beslerler.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla,
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim; Sohbetime başlamadan önce hepinizin mübarek Cuma bayramını en kalbi duygularımla kutlar, sizlere ve alemi İslam’a hayırlar ve güzellikler getirmesini yüce mevlamız dan niyaz ederim.
Kıymetli kardeşlerim,
Pirimiz Gavs’ul Azam Seyyid Abdulkadir Geylani (k.s.) bir sohbetinde şöyle buyuruyor;
Allah cc. Ruhu, lahut aleminde yaratınca, onu aşağıların aşağısına göndermeyi diledi. Bundan maksat; padişah otağında yakınlık bulmasıydı. Orası nebiler ve veliler makamıdır. Allah cc, önce ruhu, ceberut alemine gönderdi, yanına tevhit tohumunu verdi. Kendisine, nuraniyet emanet edildi. Bir manevi giysi giydi. Oradan mülk âlemine vardı. Orada kendisine has Mevla’nın yarattığı giysiyi giydi. Bundaki amaç; mülk aleminin yanmasıdır. Bu da yoğun olan cesettir. Ruha giydirilen ceberut giysisi ile ona sultani ruh denir veya revani ruh denir. Bu alçak aleme gelmenin maksadı, kalp ve cesetle, yakınlık ve mertebe almaktır. Kalp arzına, tevhit tohumlarını ekecek ve tevhit ağacını bitirecek. Ağaç asıl olduğu yerde durur ve dalları sürür boşluğunu doldurur. Sadece Allah’ın rızasını gözeterek tevhit meyveleri verir. Daha sonra kalp arzına şeriat tohumları ekilir ve şeriat meyveleri biter. Allah cc, ruhlara, cesetlere girmesini emretti. Her birine mahsus yerler yarattı. Cismani ruhun mekanı, etle kan arası oldu. Kutsi ruhun yeri sırdadır. Bu iki ruhun ayrı ayrı yerleri vardır. Ayrı ayrı ticaretleri, kazanacakları ve karları vardır. Bu ticaret bereketli ve bol bir ticarettir.
Rahman ve Rahim olan yüce Rabbimizin adıyla
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim,
Hasanı Basri (r.a.) Hazretleri şöyle buyuruyor
“Kalplerinizi Allah Teâlâ’nın zikri ile temizleyiniz. Çünkü kalplerin paslarını gidermede zikir çok hızlıdır.” 1
Kıymetli kardeşlerim;
Nasıl ki insan günlük elini yüzü yıkamadığı zaman kirleniyorsa veya banyo yapmadığı zaman kendisin de kirlenme hali ve buna bağlı olarak kokular yayılıyor ve bundan da rahatsız oluyorsa ve hemen gidip temizleniyor, kirlerinden arınıyorsa, işte insanın gönlü de kalbi de öyle kirlenir, ondan da kirlilik hali vuku bulur, manevi olarak kötü kokular yayılır. İnsanlarla karşılaşınca, insanlar ondan manevi olarak rahatsız olur, insanlar yanında daralır bunalır, bir gitse de kurtulsak der.
Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla,
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim, bu akşamki sohbetimizde İmamı Ali (k.v.) nin, her yöneticinin bilmesi gereken altın değerinde tavsiyelerine yer vereceğiz. Rabbim bizleri anlattıklarıyla sizleri de dinledikleriyle amel etmeyi cümlemize nasip etsin.
Hazreti ali (K.V.) şöyle buyuruyor;
1- Halka karşı daima içinizde sevgi ve nezaket besleyin. Onlara bir canavar gibi davranmayın ve onları azarlamayın.
2- Müslüman olsun olmasın herkese aynı davranın. Müslümanlar kardeşleriniz, Müslüman olmayanlar ise sizin gibi bir insandır.
3-Affetmekten utanmayın. Cezalandırmada acele etmeyin. Emriniz altında bulunanların hataları karşısında hemen öfkelenip kendinizi kaybetmeyin.
4-Taraf tutmayın, bazı insanları kayırmayın. Bu tür davranışlar sizi zulmetmeye ve despotluğa sevk eder.
5-Memurlarınızı seçerken zalim yöneticilere hizmet etmiş ve devletin suçlarından ve zulümlerinden sorumlu olmamış bulunmalarına dikkat edin.
Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdulillahi Rabbil Âlemin
Vessalatü Vesselamü Ale Muhammedinil-Emin
Ve Ale Alihi Sahbihi Ecmain…
Kıymetli Kardeşlerim!
Rabbimiz peygamberimizden sonra kıyamete kadar bir daha peygamber gelmeyeceğini Kur’an-ı Kerimde bize haber vermektedir[i]. Rabbimizin peygamber göndermeyecek olması Din-i Mübin-i İslam’ın da son bulacağını göstermemektedir. Çünkü peygamberimiz bir hadiste “ Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız doğru yolu bulursunuz[ii]” buyurmaktadır. Yani Allah Resulünün vefatından sonra İslam sahipsiz değildir. Peygamberimize harfiyen uyan sahabe-i kiram ve onlardan sonra gelen mürşid-i kamiller vesilesiyle kıyamete kadar devam edecektir.
Kardeşlerim!
Yeryüzünde öyle bir takım zatlar vardır ki; diğer müminler onlara bakarak kendi İslami yaşantılarını gözden geçirir. İşte bu zevata mürşid denilmektedir. Bu zatlar öyle kimselerdir ki; Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyyeyi yaşama hususunda, ne zindanlar, ne zalim devlet adamları, ne laiklik, ne nefis ve şeytan; kısacası şartlar ne olursa olsun asla vaz geçmemişlerdir. Onların öyle bir imanı vardır ki; işte biz bu imana yakin derecesi diyoruz. Yani Allaha tam teslim olmuş iman.
