Yönetim Kurulu Başkanımız Hasan Hüseyin BALCI nın yapacağı açılış konuşması ile başlayacak olan programımıza birbirinden kıymetli akademisyen ve ehlibeyt büyüklerimiz söz alacaktır.
Abdülkadir Geylani 'nin (ks) torunu, Beyrut İslam Üniversitesi Öğretim Üyesi, Seyyid Şerif Prof. Dr. Muhammed Fadıl Geylani(ks), Seyyid Abdülkadir Geylani Hazretlerinin Evrensel Kardeşlik Mesajı, konulu sohbeti ile bizlerle olacaktır.
Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabililmdalı Başkanı, Prof. Dr. Dilaver Gürer, Dünden Bugüne Kadirilik ve Abdülkadir Geylani(ks) konulu konuşması ile bizlerle olacaktır.
2. Halife Hz. Ömer'in torunu, Ülfet Vakfı Kurucusu ve Başkanı, Şeyh Abdullah Taylan(ks) Hoca Efendi, Ümmetin Arasındaki İhtilafın Çözümü ve Ehl-i Beyt Sevgisi, konulu sohbetleri ile bizlerle olacaktır.
Antalya Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde karaciğer nakli yapılan Karaman Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Ahmet Yenilmez’in bugün sabah 07.30'da hayatını kaybettiği haberi ile sarsıldık. Ahmet Yenilmez, Esnaf camiası arasında sevildiği kadar gönül dünyası tarafından da oldukça sevilen bir sima idi.
Günümüze kadar gerçekleştirdiğimiz birçok programa, maddi manevi destek vermiş birisi olarak Ahmet Yenilmez, Ehli Sünnet âlimlerine gösterdiği saygı ve sevgi ile bizler tarafından daima hatırlanacaktır. Bu vesileyle değerli kardeşimiz merhum Ahmet Yenilmez’e Allah’tan rahmet diliyor, başta ailesi olmak üzere yakınları ve sevenlerine başsağlığı ve sabrı cemil niyaz ediyorum.
Hizmetkar Hoca Efendi Mehmet ÜZÜM
Rahman ve Rahim olan yüce Allah’ın adıyla
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim
İçerisinde yaşadığımız şu asırda teknolojinin imkânlarının en üst seviyede kullanıldığı, ilim öğrenmek isteyene yüce Allah’ın bütün imkânları seferber ettiği, bir zamanda yaşamaktayız. Ne var ki; bütün bu maddi ve manevi imkânlara karşın, insanların bu konuda duyarsız, ilgisiz, olduklarını üzülerek görmekteyiz. Sanki, Müslümanlar şu tarihi sözü unutmuş gibi “ Beşikten mezara kadar ilim öğrenin.”1 Bu söz zihnimizde her daim canlı tutulmalıdır.
Bizden önceki insanlar, ilmi at sırtında giderek insanlara ulaştırmışlardır. Çok zor ve imkansızlıklar içerisinde mücadele vermişler, hatta, cumhuriyetin ilk yıllarında, Allah demenin suç sayıldığı, kuran okumanın yasaklandığı, çok af edersiniz, ahırlarda, samanlıklarda, gizli saklı yerlerde kuran okutmuşlar, ilmi mücadele vermişler. O günlerden Rabbimiz şimdi bizleri bu günlere taşıdı. Elhamdülillah. Aslında bu sohbetimizde “amelsiz ilmin hiç faydası yoktur” konusundan bahsedecektim, böyle bir giriş yapıverdik.
Rahman ve Rahim olan yüce Allah’ın adıyla
Pek aziz muhterem kardeşlerim,
İçerisinde yaşadığımız bu asırda insanların tezkiye ve terbiye veya başka bir ifade ile ihsan yolu, kurtuluş yolu, arınma, temizlenme, pak olma ,süzülme yolu olan manevi yolda yürürken, bu manevi yolun mürşidi kâmilinden beklentileri, değer ölçüleri değişmiş gibi görünmektedir. Yani insanlar bir tarikata arınmak için manevi kirlerinden temizlenmek için kalbi hastalıklarından kurtulmak için ihsan makamına yükselip Allah’ın sevdiği bir kul olabilmek için değil, keşfi keramet görmek için gelmektedir. Gerçek tasavvufta ise ölçü, istikamettir yani, bir mürşidi kâmilin kuran ve sünnete ne kadar bağlıdır, yaşantısı ile kuran ve sünnete ne kadar örnek oluyor, buna bakılmalıdır.
Bu konuda sultanımız Gavsul azam Seyyid Abdulkadir Geylani (k.s.) Hazretlerinin şu tespiti çok mühim ve önemlidir;
Kıymetli kardeşlerim,
Dinimizde kolaylık adı altında çarpıtılan hususlardan bir kısmı da nişan, nikâh gibi evliliğe ait meselelerdir. İnsanlar “İslam kolaylık dinidir” adı altında dini kullanmakta ve şeytana büyük oranda kapı aralayabilmekteler. Bu da yanlış aile ilişkilerine sebebiyet verebilmekte, bekâr olduğunu zanneden evliler ortaya çıkmakta ve insanlar haberi olmadan zinaya bulaşabilmektedirler.
Bu meselede ele almamın gereken iki konu var aslında. Birincisi;
- Nişanlıyken görüşmenin ölçüleri nelerdir?
Bu konuda kısaca bilinmesi gereken şudur ki; nişanın dini anlamda bir bağlayıcılığı yoktur. Yani nişandan önce yakınlaşmak, el ele tutuşmak, üçüncü bir kişi olmaksızın yalnız kalmak, ilişkiye girmek vs. nasıl haram idiyse, yine onlar nişanda da haramdır. Peygamberimizin ikazı açıktır: "Kim Allah'a ve Ahiret gününe inanıyorsa, yanında mahremi olmayan bir kadınla yalnız kalmasın. Çünkü bu takdirde üçüncüleri şeytandır. 1